Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni Bırak vehmimde gölgeni, Gelme, artık neye yarar? Necip Fazıl
...ve yine sabah oluyordu herseferinde ve hiç bi önemi kalmıyordu bir sure sonra tum bunların...neler yaşamıştıkda nutulmuştu hep bir diğeri... şimdilerde çok çok uzaklarda kalmıştı acıtan sabahlara uyanmak ki bir zamanler neçok acıtmıştı...yaz kokuyor şimdilerde her yer içimde eksilen heycanlarım var bu yıl bi sonrakı zamana hazırlamam gereken şeylerle dolu aklım...yapmak istedğim onca şeye yetişememk korkusu heycanımı törpüleyen...insanları ençokta kendimi affettim sanırım bugünlerde...fazla şey beklemeden en çok kendine inanarak yaşamak en doğrusu olsa gerek...bakıyorumda nesıl geçtığını anlamadığım senelere hayıflanıyorum bazen...ve şaşıyorum bu değişim hızına...zamana yetişmek adına bi adım daha atma isteği gelip oturrken içime sırf bu inadımdan diyorum sırf şu martıları için için kıskanmamdan...1...2...3...ve atlıyoruz...
...herzaman yanımda olucağına sözvermiştin ve bende sana inanmıştım...şimdi aynı şehrde çok uzakta olduğunu düşünmek tek aklıma gelen...sokak köpekleri beslediğim,aynı sabaha uyandığım,aynı hayalı paylaştığım güzel anılar biriktrdiğim,sokaklarında sarhoş olduğumuz şehrleri terk ettiğim...teşekkürler bir zamanlar benı çok sevdiğin için...nice yıllara...
...kağıtdan hayallerimizi yüzdürdüğümüz sular nasılda derinmiş boğulduğumuz sular yanında...zaman biraz yavaşlasa... dokunduğum yerlerin acıtır canımı son bikez daha öperken seni bukadarı fazlaydı ruhuma...kamançorman kalabalık şehirlerde unutuyorum tüm beni mutsuz eden adamları yüzüme değen rüzgarla güçleniyo ruhum yenıden... içimden geçen vapurlara el sallıyorum şimdierde rahat bırak şehrimin hasta kuşlarını...inanmak için görmek değil görmek için inanmak lazım derken gereğinden fazla dinledim dedim..kendimi braktım ona inandım gereğinden fazla incitildim...hissetmediğim adamlarla ruhumu oyaladım kendimi erteledim!herkes gölgelerine saklanırken ben durmadım yurudum...mutsuz oldum yurudum dizlerim kanadı yurudum asık oldum yurudum terk edildim bazen terk eden oldum yine yururudum çok sevıldım yurudum kaybettim yurudum sahıpoldum yurudum ...yıtırdım tukendim yurudum ...inanmaktandı tüm bu aldanışım kimse kendi gibi değilken kendim olabilmekti tek derdim şimdi sus neour öle yorgn ki r
...ve her seferinde usul usul gece oluyordu bu şehrlerde her adamın kaçışlarıydım ben kendinden...nedenını bilmediğim bi yenılişleri vardı her defasında benı paramparça eden...kendilerinden kaçmakken amaçları bı süre sonra tek işleri benim mutsuzluklarımdan kağıt gemiler yapmak oluyordu ve öle kayıtsızca bakıyorlardı ki yüzüme ilk defa geçenlerde biri nekadar hüzünlu bakıyorsun dedi...niye...değişiklik olsun diye dedim bi önemi yok esasen hayat tekrarlıyor her defasında kendini...aşık olan adamlar kendinden kaçanlar yorulupda dinlenmek isteyenler birini mutsuz etme gerği duyanlar belkide bazen gerçekten sevenler...her dokunuşta paramparça dağılan ruhum ve benım yararsız çırpınışlarım...sonrasında pişmanlıklar ve benım artık aldırmayışım tüm bu aldanışlarıma bu mutsuzluklarıma...gülümseyişlerim bir diğerinin içine oturan hüznum her seferinde yenıden güçlenırım diye bekleyişlerim kanıyan dizlerim...arka bahçemdeki papatyalarımı yolarken buldum dün gece kendimi orda olmamalarını istedim
...hiçkimse kendi gibi olamazken herşey daha zor...ve ben hayatımda ilk defa pişmanlığı bütün damarlarımda hissediyorum...tüm denilenleri kabul ediyorum...belki birileri mutlu olur....
...bir varmış...birden yok olmuş...tüm güzel şeyler birden nefrete dönüşürmüş...geçermiş ama yinede çok kanıtırmış...hiç bişey değilde ençok sölenenler incitirmiş...oysakı sadece kocaman bi hiçmiş...yitmiş gitmiş geçkalmış yalanlar sölemiş yağmalamış yıkmış yok etmış...de hala içi rahat etmemiş herkes ne görmek isterse ona inanırmış birileri belki biyerlerde hala birbirini sevebilirmiş...insanlar acaleci hayt gereğinden hızlı zaman acımasız bizler yitik yalanlar gerçek oyunlar sahte...hadi çıkar maskelerinide öle gel bu sefer yanıma...hiç dokunmamalıydın bana ve benim hiç pişmanlıklarım olmamalıydı sessizce geçip gitmelıydın kıyımdan bukadarına hiç luzum yoktu esasen inan bana...ki değerlı kalaydın eksilmeseydı hayatlarımız ki zaten kocaman bi hiçmiş ben hala kendi ruhumun derdinde...birileri yalanlara inanmak için bukadar hazır beklerken ben salakça zamanlarımı bi sonrakine devrediyorum...ruhum daha hafifken bile hala cvpları olamayan sorulara anlamlar yuklemeye çabalıyorum...keşke be
...ve yenıden değişmişti tüm evren...yenıden güneş doğmuştu...yenıden çocuklar sokaklarda oynuyordu karnavllar kuruluyordu biyerlerde biri şarkı söluyodu birileri çok sevebiliyodu hala...ve zaman herşeyi silebiliyordu...bizler büyüdük ve değişmişti dünya...bi adam nasıl bukadar acıtır diye düşünmeye çok öncelerden başlamıştık bir diğerini yenı silmişken zaman şimdiki zamana ait olanların eklediği mutsuzluklar nasılda şaşırtmıştı ruhumu nasıl kırmıştı inciltmişti...neysekı geçebiliyor herşey...ve yenıden ruhum hafıf şimdilerde ilk pişmanlık hissini yaşamış olmamla ilgili salak ruh halını atmış olmamın hafflığı sanırım...zaman siliyo herşeyı ve önceden önemlıymış gibi görünen herşey bir anda önemsizleşiveriyo...o adam yalanlar sölemişte kendini fazla gizlemiş gereğinden çok anlamlar yuklenmışte o bunlaın hiç birini kaldıramamış...hiç bakamamış benım gibide seviyomuş gibi yapmışş çok inciltmışte o sadece kocaman bi hiçmiş...ve bana dair zamanları yaşamayı meğer hiç haketmemiş...sen kendi
tüm renki balıkların pulları dökülmüş...kuşları hastalanmış bu şehrin...herşey hastalıklı bi sevgiyle bağulmuş...bi çocuk ağlamış bi kelebek ölmüş dün gece biri intihar etmiş arka mahallede...dizlrim kanamış gene ama içim acımamış bu seferkinde ...yitmiş zaman mutsuz olmuşuz bizler gene zman zaman, zamanla zaman olmayan arasında sıkışıp kalmış ruhlarımız o roman hiç bitmemiş o yere hiç gidilmemeiş o söz hiç söleneememiş zaten hayatlarımız hep biraz eksikmiş...var olmann çabasında ölümlülüğün farkındayken bile ölümsüzlükle ilgili masallar anlatılmış yıllarca aynı cümlelerle...kuramadığımız hayaller biriktirmişiz gazete kağıtlaraına sarılmışmutluluklarımızın yanındalarmış farkındalıklar yormuşda hiç becerememişiz umursamamayı farketmek zorunda bırakılmışız hayatı...ve bırılerı hep korkarmış duyacaklarındanda kendı dehlızlerınde kaybolurken hala mutluluk oyunları oynarmış...
...sonrasında ben görmezden gelırken sağ köşedekini önüme çıkıyo bir diğeri...nekadar kaçarsam kaçıyım tum şehrlerın yolu benım mutsuzluklarıma çıkıyo sankı...çok özlenen eski doslara...sıkıldığım zamanlar yorulduğum hayatlara boşuna kurduğum hayallere heycanlamdığım anlara...ve çok eskı dostlarala tesadufen karşılaşmalara...ve o adamın yarım yamalak cümlelerine mutlu zamanlarımızın sağda solda kalanlarına takılıyo ayaklarım bugunlerde...ve içimden nıye bu denlı kırmak istedınkı benı diyorum arkanı dönup gidince niye düşünmedin benım hıssediceklerimi...madem hiç olmıcaktın neden öyleymış gibi yaptın şehrimin kusları ölurken şimdilerde sen çok uzağımdasın...bugun çok gülmuş olmamla ilgili sanırım mıdemdekı ağrı aradığım derginin bu aykı sayısının gelmemış olmasıyla alakalı can sıkıntım...sölıyemedıklerımle alakalı tum bu suskunluğum...kımse daha fazlasını düşünmek istemesken bır dığeri için ben çok fazla buluyorum bu ruh halını...çok fazla bana bile bukadarı...hala guneşi hissedebılıyo
...ve üç dediğimde atlıyoruz...1...2...sen şimdi bundanda korkarsın...korkma korkma şaka yaptım atlamıyoruz hiç biryerden...haha bırılerı gerçeklerı duymaktan korkarmış çokda iyi yüreklıymış hahhaa sonrasında kendi dünyasındakı polyanalardan futbol takımları kurarmış hıhıı...o adam kımı severmışde sölıyemezmış kım daha fazla mutsuz olmuşta savaşlar varmış kim kazanmış kim kaybetmış...dahil olmadığım hayatlara ait olduğum kanısınada nerden varıyosunuz şehirler terketmış olabılırım bikeredaha düşünmuşte hatta çekip gidebılırım bıle...kime ne...özel dediğin hayatlarımız çoktan başkalarına konu olmuşken ben sadece yazık oldu diyorum onca şeye...o inanmak istediğine inanırken ben sadece sana inanamıyorum şimdilerde ve ruhumu nasılda hafıfletmış olduğuna şaşıyorum beş harf iki hece...bitti...hahha ne tuhaf diymı tuhaf olmasıda bukadar kolay olmasıyla alakalı esasen...bitti ve geçebılıyor olmasıydı en önemlısı...bunun onunla ilgili olan yanı düşmüş olduğum bu salakça ruh halleri ki bunlarınd
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl
nekadar zamandır öle havada asılı duruyordum bılmıyorum sonra bırden düşmeye başladım...korkmuyordum oysa ama içimde bişeyler acıyodu sankı...sanırım ihtimallerimi yıtırmış olmamdı içimi acıtan...sonra uyandım ne zormuş uykusus kalmak hemde yolculuk yapmak...bırazda eksık olmak...gunlerdır uyuyo gibi bı hısle uyandım bu sabah...ya çok geç kamışsam dedim yapmadığım onca şeye...ya yetişemıcek kadar yorgunsam...ya varsam ya yok olmuşsam..ya çok özlemışsem ya bulamamışsam...ya hıç olmamışsa ya ben elimden duşurmuşsem zamanı tutamamışsam...yetişemediğim hayatlar tutamadığım zamanlr...uyandığım geceler uyuyamadığım gunler yıten anlar varsa...ve bız hep bı arasıcak muamelesı görmuşsek hayattan...yaz gelse bı anda sonrası hep guneşlı gunler hanı mutsuz hıssetsen dahı bunun için iznının olmadığı zamanlar olsa yenıden akşamlarla bağlanan sabahlar olsa buz gıbı bıralarımız olsa sonra iyi muzıkler hanı şu insanın içine işleyen cınsınden sonra sımsıkı sarılsan bana sadece bunu istıyorum inan fazlas