Ana içeriğe atla
...kağıtdan hayallerimizi yüzdürdüğümüz sular nasılda derinmiş boğulduğumuz sular yanında...zaman biraz yavaşlasa... dokunduğum yerlerin acıtır canımı son bikez daha öperken seni bukadarı fazlaydı ruhuma...kamançorman kalabalık şehirlerde unutuyorum tüm beni mutsuz eden adamları yüzüme değen rüzgarla güçleniyo ruhum yenıden... içimden geçen vapurlara el sallıyorum şimdierde rahat bırak şehrimin hasta kuşlarını...inanmak için görmek değil görmek için inanmak lazım derken gereğinden fazla dinledim dedim..kendimi braktım ona inandım gereğinden fazla incitildim...hissetmediğim adamlarla ruhumu oyaladım kendimi erteledim!herkes gölgelerine saklanırken ben durmadım yurudum...mutsuz oldum yurudum dizlerim kanadı yurudum asık oldum yurudum terk edildim bazen terk eden oldum yine yururudum çok sevıldım yurudum kaybettim yurudum sahıpoldum yurudum ...yıtırdım tukendim yurudum ...inanmaktandı tüm bu aldanışım kimse kendi gibi değilken kendim olabilmekti tek derdim şimdi sus neour öle yorgn ki ruhum yalandanda olsa bişeyler anlat bir bira daha içelim sonra bu güne minnetdar kalalım...dahasına hiç luzum yok inan bana...sonrası hep mutsuz zamanlar yanındayken bile çok uzağında olmalar o dosta bidaha hiç sarılamamak kadar o adama pişman kendine yenık zamana yitik kalmalar...ruhumdan yapboz oynama çok canım acıyo baksana gözlerime...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
Kilometrelerce ne demek biliyormusun...hiç hayatında kilometrelerce uzaktayken ile başlayan cümleler kurdunmu.muhtemelen kurmamışsınız yada en azından kısmet olmuşta birkez öylesine bi laf etmişsen hatırlamayacağın kadar önemsiz bi konuda falandır herhalde.ben bu koca seneyi kilometrelerce uzakta geçirdim ondan ve kendimden ve geriye kalan tüm hayatımdan kilometrelerce uzakta...bir adım yaklaşamadan üstelik ne ona ne hayatımıza... Kilometrelerce ile başlayan onca kelime...tükendik...ne desem boş ne desem fazladan anlamsız kaldı...hayatımda kocaman bir anlam kayması öylece kalakalmış haldeyim...onsuz yaşamak hep eksik kalmak hiç yetememek gibi insan dandik bir film sahnesine ne kadar ağlar ki ... evet ben her daim sulu göz bir insandım Onu da al koy bir kenara...insan hiç uyuyamadığı gecelerden hiç uyanmak istemediği sabahlara nasıl uyanır uyanırmış...uyur uyanık yarım yamalak eksik gedik öyle böyle yaşarmış işte ne kadar yaşamaksa nasıl yaşamaksa kitap okuyamadan sevgiliye sarılıp uyu...
...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...