Ana içeriğe atla
...sonrasında ben görmezden gelırken sağ köşedekini önüme çıkıyo bir diğeri...nekadar kaçarsam kaçıyım tum şehrlerın yolu benım mutsuzluklarıma çıkıyo sankı...çok özlenen eski doslara...sıkıldığım zamanlar yorulduğum hayatlara boşuna kurduğum hayallere heycanlamdığım anlara...ve çok eskı dostlarala tesadufen karşılaşmalara...ve o adamın yarım yamalak cümlelerine mutlu zamanlarımızın sağda solda kalanlarına takılıyo ayaklarım bugunlerde...ve içimden nıye bu denlı kırmak istedınkı benı diyorum arkanı dönup gidince niye düşünmedin benım hıssediceklerimi...madem hiç olmıcaktın neden öyleymış gibi yaptın şehrimin kusları ölurken şimdilerde sen çok uzağımdasın...bugun çok gülmuş olmamla ilgili sanırım mıdemdekı ağrı aradığım derginin bu aykı sayısının gelmemış olmasıyla alakalı can sıkıntım...sölıyemedıklerımle alakalı tum bu suskunluğum...kımse daha fazlasını düşünmek istemesken bır dığeri için ben çok fazla buluyorum bu ruh halını...çok fazla bana bile bukadarı...hala guneşi hissedebılıyoken tum hücrelerım yuzume değen ruzgarla irkılıyo içim ve tum tutamadıklarım dökulur masaya sen çok uzağımda tum bıldıklerınle benım yetışemedığım bı zamanda anlayamadığım bı dilde oysa bızım ne çok oysamız vardı o gun ne çok çakıltaşı vardı ve esasen o gune dair herşey silinmışken hiç yaşanmamış sayılmalıydı...gerçekten zorla dahil edilmiş olduğumuz bı savaşmıydı tum yaşanan ben daha zırhlarımı bile giyinememişken vurulmuşmuydum ve sen sadece olduğun yerde tum bunlerı seyretmeklemı yetinmıştın...savaşı kazanmakmıydı bırını kaybetmış olmakmı muhim olan...mutsuz olmasına dayanamadığın bırısı senı budenlı mutsuz etmışse ve bızzat buna neden sana sebep olmuşsa çokça yarım zamanlar bırakmış çokça kafanı karıştırmış kendıne inancını eksiltmışse...neyin nasıl bı önemı olabılırkı daha fazla...bugn kahvemn yanında gelen tarçınlı kurabıyeye sadece baktım ve...pişstt...biliomusun herşey çok çabuk deişio yarın vanılylı bile olabılırsın((=bugun tum sözlerin nasılda yabancı gelıyo...sen şimdi kendi dalgınlığına kaç murekkep balığı gibi...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...