Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
ve yaz dedi yazabildiğince...anlatmaya çalışma anlamazlar bunca zaman anlamamışlar...sen yaz sadece tutamadıklarını anlatmak için değil yazmak için ennihayetinde yazabildiğin için...boşluklarını kayboluşlarını kaybettiklerini ençokta korkularını...sessizliği renkleri...birde kahve falında göremediklerini...mutlu zamanlarını genede içini burkan anlarını aldatanlarını inanmadığın yarınlarını kurduğun hayallerini aşık olduğun adamları...yaz dedi...suss konuşma sadece yaz anlatmaya çalışma anlamamışlar bunca zaman anlamazlar da zaten sen yaz yazabildiğine...sustum sonra bende başladım tüm yitirdiklerimi yazmaya...onu bunu herşeyi...yediğimiz elmaşekerlerini yaptığımız pastaları içtiğimiz biraları söylediğimiz şarkıları oturduğumuz kumsalları verdiğimiz sözleri onu bunu herşeyi yazdım bende...içimdeki çocuuğun kanayan avuçlarını oysa kan tutardı beni dizlerim kanarken...içimdeki minik şeytanları kovaladım bugün bide yemeğin içindeki soğanları ayıkladım gene bitiremedim yarım bıraktığım resm
ortasından muhakkak bi derenin geçtiği beceriksizce boyanmış manzara resimleri yapardık çocukken,bide uçan şemsiyenn mutlaka var olduğu sonbahar resimleri...ilk baharın ilk günleri oysa ama sonbar gibi bi gün bugün ,uçan şemsiyeler var insanların elinde...hepsi ıslanmış sırılsıklam...öyle güzelki sokaklar nasıl mutluyum bu sonbahardan kalma kasvetli yağmurlu soğuk ve rüzgarlı güne uyandım diye...eskiden olsa yenilmiş şimdiyse kazanmış olduğumu hissttiğim zamanlar yaşıyorum...değiştim değişiyorum...kendimi'herşey daha güzel olacak 'tümcesine inandırma talimleri yapıorum bu aralar...bu havada nede güzel giderdi özdemir asaf şiirleri...zaman yitmiş herkes gitmiş,bir biz kalmışız ortada hala elimizde ogün yediğimiz elma şekerleinin sapları...ama tatlarını unutmuşuz çoktan unuttuğumuz biçok şeyle birlikte...gerçekten bukadar yalnızmıydık herzaman söylesene...hepsinin gelmesini beklememeyi öğrenmek ama teker teker döneceklerini bilmek gidenlerin...söylenmeyen sözler okurum asılı kalm
hayat bazen sadece kaybettiklerimiz demektir!bir süre sonra herşey özlemekle sınırlı kalacak...nevarsa şuanda hayata dair yaşadığımız her rastlansal karşılaşma bir tesadüftür...
heryer boşalsa birden yollar,sokaklar belki evler...heryer...koca evren...heryer bomboş heryer yanlız kalsa...hadi tut yitirdiklerimi getir bana yada küçük bi nazar boncuğu sıkıştır avcuma...saçlarıma boncuklar taktığım zamanları özledim gene..!rengarenkti hayat zamanla yanlızlığa boyandı herşey, sonra zamanda yitip gitti avuçlarımızdan...dizlerimiz kanarken biz hala koşuyorduk bilmediğimiz patikalarda...peki nereye?neye???sözcüklerinde içi boşalır birden...elimde nazar boncuklarım;çoğu çatlamış,kiminin yarısı kırılmış,ruhum gibi bi tarafı hep eksik...herşey karıştı birbirine acılar biriktirdik kitap aralarında birde kurumuş çiçekler yanlızlıımızı saklayabilecek kitaplar okuduk kalın kalınnn...mutluluktan yığınlar yaptık masucuktan ve aynı anda bekledik biri gelip süpürsün diye...oysa üzerine tırmanıp atlamak nekadarda zevkliydi...eğlenceliydi kumdan kaleler yapmak oysa çocuktuk bencil ve korkusuzduk...ençokda yanlızdık...yağmurda ıslann saçlarım yapışır suratıma dahabi yorgunlaşır ruh
renkli harflerle yazılar yazmıştık;ençokta kırmızı yakışmıştı yarım yamalak hayallerimizin üzerine...yada ben ençok kırmızı harflerle yazdıklarımızı şevmiştim, şimdi hatırlamıyorum...sonra giderek koyulaştı tüm renklerimiz.yanlızlığa bayandı tüm hayalettiklerimiz...sözcüklerimizide tutamadık;verdiğimiz sözler gibi dağıldı hepsi...bizde dağıldık ardından sağa sola...daha kolaydı sanki herşey sadece biz farkında dieğildik,oysa nekadarda ağır gelirdiomuzlarımızdaki yük...yaşamak gerekliymiş ozaman kaçtıığımız ne varsa yeni yeni anlıorm ben... 3yanlış 1doğruyu götürür ama tersi olmazdı hiç bir zaman...şimdi inadına kzıyorum hayatı belki kazanırım diye;kazanamadıkça kazıyorum kazıdıkça kaybediyorum...2si çıksa 3.sü yokoluyo yoruluyorm,duruyorum,şaşıyorum kendime...koşma isteği gelip oturuyo içimehıhh sanki yetişebilecekmişim gibitüm kaçırdığım trenlere,vapurlara,otobüslereaşklara...sonra vazgeçiyorm,içimdeki sesle inatlaşıyorum bi süre...cebelleşiyorum,uğraşıyorum kendimle...sonra yine yoru
...geçmiş düşüyo şimdi kurduğum köprülerden...'geçip gidecekti' diyor içimdeki ses 'bırak ne hali varsa görsün'...ama istemiyorum bırakmak...geçmişimle bi sorunum yok benm çokça üzüldüüm zamanlar var sadece...sanırım inlenmeye ihtiyacım var;bide çikolatalı pastaya,bide deniz kenarında olmaya,ahh unutmadan sıcak şaraba...ama asuda olsun yannda...nezaman düşse elimden zaman bocalarım aynı anda ayağım takılr düşerm bende,dizlerim kanar ben ağlarım...acıdan değil bahane kanayan dizlerim...bazen geceden haşlanıpbizim için hazırlanmış olan rengi mora çalan yumurtaları özlüorm içimiz bulanarak baktıımız aslında farkındayım yumurtada bahane özlenn çok başka...suss dizlerin kanıo gene susss...sustum;sussuuyorum...içimden çığlıklar atmak gelio bide gene alıp başımı gitmek...o filmi yeniden izlemek...parçalann ayakkabılarımı giymek...herşeyeskirken bizler büyüdüğümüze inandırıoruz kendimizi eskidiğimiz yok henüz akıllarımızda...yarım kaldı sanki,sendemi kaldı yarım yoksa sendemi