Ana içeriğe atla
...kalktım...gıyındım karşısında...önce çoraplarımı gıydım sonra gerı kalanını...neden ılk önce çoraplarımı gıydığımı bılmıyorum...bılmedığım onca şey ıçerısınde bunu bılme çabam komık kalıyo dımı...farkındayım...ne o uyuyabıldı ne ben...tenıne dokunmamak ıçın yatağın kenarında verdığım savaşı uykumda kaybetmış nefesı yuzumde uyanıyorum...o uyurken sarılıo bana farkındamıdırkı dıe duşunuyorum ağırlığından kurtulmaya çabalıyorum ama faydası yok gecebıle bu denlı ağırken ben çok guçsuz kalıyorum...ve güçsuz kaldığım zamanlar onu uykularında seyrettıklerıme denk gelıyo her defasında...bıraz daha eksılıyorum...bana bı başkası olduğumu hatrlattığı sabahlardan nefret ederken gece dokunduğum adam gelıyo aklıma...ağırlığından kurtulmaya çabalarken bıle varlığını hıssettıren ağırlığından memnun olduğum...aynanın karşısında öylece duruyorum bı sure...önce saçlarımı topluyorum...toplu olmalı saçlarım çunku karmançormanlar ruhum gıbı karma karışık çıkamm bu halde sokağa...ve bakıyorum uzun uzun kendıme uzerımdekı kırmızı montun neçok yakıştığını duşunuyorum...bomboşum...yağmur yağıo dedı nasıl gıdıceksın...hıç bışey demedım sol yanından öptum göruşuruz dedım...bomboştum...ne denebılırkı zaten tek kelımesıyle ne varsa paramparça eden bı adama...ne denebılırkı varlığıyla yokluğunu aratana...sustum bende...bomboştum...

Yorumlar

Asuman Unsal dedi ki…
bloguna girmeden önce blogger şöyle uyarıyor "Görüntülemek üzere olduğunuz blog yalnızca yetişkinlere uygun içeriğe sahip olabilir. Genel olarak Google, bu blogun veya herhangi bir blogun içeriğini gözden geçirmez veya onaylamaz. İçerik politikalarımız hakkında daha fazla bilgi için, lütfen Blogger Hizmet Şartları'nı ziyaret edin." anlıyourm ve kabul ettim diyorum ve blogger için artık sen bir yetişkin oluvermişsin, oysa yeni heyecanlar yakışır buraya... belki o da kararını değiştirir, daha biz ne olduğumuzu bilemeden, sanala alem yapıştırıyor yaftayı, peh
canephora dedi ki…
hıç bır şeye yetışemezken nasıl bır yetışkınlık bu bılemıyorum....neye nasıl yetışmışızde budenlı buyutulmuşuz acaba...kımın umurundakı sankı...

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...