Ana içeriğe atla
değiştim...değişiyorum...içimin neşesi kaçmış gitmiş biryerlere...dışım bambaşka...ben benden bambaşka biryerde nerelerde kimbilir...keyif aldığım herşey yorucu geliyor sevdiğim herşey uzak...yapmak istediğm hiçbirşey yok gibi...heycanlanmayalı nekadar oldu...bilmiyorum...hoşuma gitmeyen bir halim var hiç hoşuma gitmiyorum şu sıra...ne bir adım atabiliyorum ileriye ne geriye dönebiliyorum öylece orta yerde kaldım...lakin bambaşka bir hal bu...kendime bile itiraf edemediğim...boğuluyorum kendi sularımda...görünürde tutunacak hiçbir karaparçası yok üstelik...çaresizce çırpınıp duruyorum nekadar derindeyim bilmiyorum...öyle korkuyorum ki derinime bakmaya...onun cesaret dediği benim kabusum şu sıra...tenim pul pul dökülüyor...öyle ağdalı bir cümle kurayım şuralarda afili birşeyler yazayım dıye değil baya bildiğin tenim pul pul dökülüyor şu sıra her yanımda dayanılmaz bir kaşıntı...sahada dayanılmaz gece geceden beter sabahlar...tek söz etsem altüst olacak tüm dünya...birkaç birşey çizip birkaç yürüyüş yapıp birkaç an çimenlerde yuvarlanıp falan ruhu iyileştirebilirmi insan...aklı... bir kadının aklı nasıl dolanır bukadar...hem sonsuzluğu düşlerken aynı anda vazgeçtiği yerden yeniden başka bir eli tutup nasıl başlayabilir...ruhum diyorum benim ruhum hastalandı iyileşemiyorum...sarılabilmek dünyanın en mucizevi şeyi ondan mahrum kalmaksa ruha büyük zarar...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...