Ana içeriğe atla
özlemek diye mühim birşey var hayatta...yani henüz kıyısından köşesinden hissedilir cinsinden lakin bu kadarına bile gönül tahammülsüz...hani hergece bir yanının uykusuz kalması gibi düşünki bir yanının hiçbir sabah uyanamaması gibi onun olmaması kahvenin tadının bile değişik gelmesi gibi...zamanın hem hiç akmıyor gibi gelip de aynı anda o gideli yıllar olmuş gibi hissettiriyor olması gibi...özlemek diye bir sey var yani hemde oldukça mühim birşey...
şafak okyanusun öbür tarafına geçeli tam 1hafta oldu...gitmeden önce evimizi esyalarımızı ve anılarımızı toplayıp kutulayıp gönderdik...sonrasında az biraz yorucu ama bolca keyifli apartopar bir nişan geçirdik...bikaç sevdiğimiz dışında tüm ailemiz ve dostlarımız bizimle birlikte kadeh kaldırdı o gece...az biraz sarhoş az biraz yorgun bolca keyifli...sonrasında gitti...gitti ...kelimesi hiç bukadar hüzünlü bukadar kırılgan bukadar darmadagın gelmemişti gözüme...herşey planladıgımız gıbı sorunsuz sıkıntısız ilerliyor bunun için tabiki mutluyum gelecekten umutluyum evet çok daha guzel yarınlar daha guzel anılar bırıktırebılmek için tüm bunlar...lakin sevdiceğimin adının yanında gitmek fiili gelip yanaşınca içimdeki kelebekler hepbirden havalanıyor yuregımde onlarla ucup ağzıma kadar geliyor...gözumdekı pınarları tutamıyorum burnumun direği sızlıyor...hiç alışık değil benim ruhum onun olmadıgı gecelerde uyuyup olmadıgı sabahlara uyanmaya...
ne yapsam guzelleşemıyorum sankı...o olmayında cırkın bed somurtuk bi kadın oluverıyorum...tum ıltıfatlar havada asılı kalıyor ve ben aynı andan suanda onun yasadıgı şehırde saat kaç onu hesaplamaya çabalıyorum...kendım ıcın kolaylaştırmaya çalışıyorum tum b ayrılık zamanlarını lakın tum cabam becerıksızce bır hal alıyor ben ugraştıkca...ertelıyorum daha ıyı bır ruh halıne sahıp olacagım zamanları bır sonrakı gune...lakın geçmeyecek korkarım...korkarım dahada buyuyecek bu ıcımdekı sızı...nezaman dayanılmaz bır hal alır ve ben nasıl başacıkarım...domates ekıcem bıber yetiştiricem egeye dondugumde...bısıklete bınıcem hergun muhakkak yorulmam lazımkı uyuyabıleyım gecelerı...sonra sahılde kıtap okuyacagım sevdıcegım sever sahıllerı beraber oturup denızı ızledıgımız yerde o cok sevdıgı kalamardan yerken fotografımı atıcam ona ıyıkı teknolojı var gozunu seveyım teknolojının ne guzel nımet...akşamları evegelınce hooop hemen kamera karsısına nerdeydın ne yaptın ...neyse ne dıyordum...sevgılıden uzak 10bın fersahmıydı sevgılıden uzak harıkalar dıyarımıydı sevgılının gırmedığı eve doktormu gırerdı yok sevgılının yoklugunda oyolanma yontemlerıydı...neysekı dagbayır neysekı onumuz bhar sonrası yaz neysekı ege neysekı...
28 yıllık hayatımda oğrendıgım bısey varsa oda ruhunu sevdığın adamı bulmak zor arkadasım...soyle uzanınca yanına evdekı kahve kokusu ıcını doldururken sırtını kaşıyan bır el varsa kafanı kaldırdığında ruhuna bakan bı çıft goz mıss daha ne ıster ınsan hayattan...yol arkadası kalp sızısı ıcının en derını olmayı bılmıs demektır...ağlayabılen adam adam gıbı adamdır ınan bana...hayatın bana verdığı en guzel hedıyeye sahıbım babamdan sonra bukadar ruhuma eş olabılen tek adamın şımdı çok uzağımda olmasını kabullenemıyor hıcbır yanım...ondan bu yarım kamıslık hıssı şımdılerdekı ondan bu bı ne yapacagımı bılememem cocuk gıbı sureklı mızmızlanıyor olmam...romantıklıkten olucem yoklugunda suracıkta...yzımın bıle nevrıdonmus boyle dahabı kıvrımlı dahabır dokunaklı bır hal almıs turk fılmıne bağlıcam bıraz daha devam edersem...işkence gıbıyım bugece bır dığerıne...nezaman ıcım dısıma tassa ve kımsecıklere derdımı anlatamasam fazla uzaklaşamayacak durumdaysam helekı...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
Kilometrelerce ne demek biliyormusun...hiç hayatında kilometrelerce uzaktayken ile başlayan cümleler kurdunmu.muhtemelen kurmamışsınız yada en azından kısmet olmuşta birkez öylesine bi laf etmişsen hatırlamayacağın kadar önemsiz bi konuda falandır herhalde.ben bu koca seneyi kilometrelerce uzakta geçirdim ondan ve kendimden ve geriye kalan tüm hayatımdan kilometrelerce uzakta...bir adım yaklaşamadan üstelik ne ona ne hayatımıza... Kilometrelerce ile başlayan onca kelime...tükendik...ne desem boş ne desem fazladan anlamsız kaldı...hayatımda kocaman bir anlam kayması öylece kalakalmış haldeyim...onsuz yaşamak hep eksik kalmak hiç yetememek gibi insan dandik bir film sahnesine ne kadar ağlar ki ... evet ben her daim sulu göz bir insandım Onu da al koy bir kenara...insan hiç uyuyamadığı gecelerden hiç uyanmak istemediği sabahlara nasıl uyanır uyanırmış...uyur uyanık yarım yamalak eksik gedik öyle böyle yaşarmış işte ne kadar yaşamaksa nasıl yaşamaksa kitap okuyamadan sevgiliye sarılıp uyu...
...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...