Ana içeriğe atla
Cok sey yazmak isteyipte ne yazacagini bilememek...macera dolu amerika nidalari yukseliyor su sira hayatimda...iyi mi kotu mu bilmiyorum lakin bilmekte istemiyorum sanirim...olmuyor buralarda hep bir gec kalmislik hep bir yarim yamalaklik hep bir ayni bunalimin baska renklerini giyiniyoruz...ustelik sen ben degil sadece milletce top yekun oluyor tum bunlar...daha iyi bir dunya icin diye baslayan cumleler bogazimiza tikiliyor daha yarisina gelmeden...yok ole bir dunya butun ihtimallerimizi ucurumlardan yuvarladilar...is desen is degil sevdigimiz islerin boluk porcuk curumus taraflarina tutunmus biseyler yapmak icin cirpinip duruyoruz...yillar durmuyor kuyumuzu kaziyor adeta...artik daha az icip daha nadir sarhos oluyoruz bunyemiz dayanmiyor yarin is var yahut gereksiz masraf yada en kotusu kadeh kaldirisimiza eslik edecek dostlarimiz cok uzaklarda kalmis...daha az gulup daha cok yiyoruz ruhumuz doymuyor cunku cunku yedikce gececek zannediyoruz oysa gecmiyor kuyumuzu kazan zamana siskolugumuzla yardim ediyoruz...iyi seylerde oluyor elbette lakin kotuluk okadar cok ki icinden cikilacak gibi degil...birde o gec kalmislik hissi yapisip kaldi tenime gitmiyor gitmiyor birturlu...ne olmussa olmus ne oluyorsa oluyor ve dahasi ne olursa olsun gidiyoruz bu defa sanirim ...cok baska bir ulkeye hayallerimiz icinmi yoksa baska bir yol kalmadigindanmi sadece para icinmi artik sen ne duaunursen dusun cunku icini rahatlatacak hicbir hazir cumlemiz yok...sadece denemek diyoruz adina su sira denememiz lazim...okadar...burada birakacagim hic birseyden bahsetmeyecegim okuyucu cunku sulu gozlu bir insanim ve gozlerime hakim olamiyorum...aglamaksa bir yolculuk fikrine yakismayacak en buyuk sey olmali...herkesten ve herseyden uzaklasirken sanirim seninle artik daha cok gorusucez okuyucu...evet karar verdik gidiyoruz planlar ve daha sonrasinda basimiza gelenleri yeni bir blogda yazicaz fotograflar paylasicaz...simdilik saglikla umutla mutlulukla kal

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...