Ana içeriğe atla
insan bazen alışamaz bazı evlere bazı kentlere bazı yemeklere hatta bazı insanlara...alışmak istemediğinden midir yoksa içinin kabulüne nail olamamasından mı....evren küçücükmüş dönüp dolaşıp hep aynı yollara sapmışız...yada bizim hayallerimiz büyüyüdükçe dünyamız küçülmüş sığamamışız hiç biryerlere...içimizde hep bir eksik kalmışlık hep bir yetişememişlik...herkes hep birşeyler beklemiş oysa...başkasından bekleyemeyeceği şeyleri senden beklemiş başkasına yakıştıramayacağını sana yakıştırmış sana mal etmiş kocaman kocamn yükleri...üstelik eskisi gibi kaçıp gidemeyecek kadarda büyümüşsün...eskimişlik yapışıp kalmış sanki ruhuna...ıkı kat elbiseyi düzenlemek bile külfet olmuş saatlerce çalışan sana iki oda evin içinde kaybolup gitme korkusundan nefesin kesilmiş...ne yapacağını bilememişsin bu zaman dek ne denirki...elimdekileri dizip orta sehpanın uzerine çekilip bir kenara boş gözlerle hiçliğime baka kalıyorum şu sıralar...ne komik...ne acınası bi haldeyim...insan bazen alışamıyor kendine...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
acıların kadını tribinden çıkamıyorum şu sıra...zaten genel halim buydu hayatım boyunca son bıkaç yılda hayvan gibi çalıştığımı saymassak acıların kadını çizgimi aşmış salon kadını iş kadını gibi daha dolgun vede seksi kadınsı kimlikler edinmeye başlamıştım ki istifama iki üç kala sevdicegim gideli 10 koca gün olmuş ve ben yeniden acıların kadını duruşuma geri dönmüş durumdayım...para üstadım paran varsa herşeyin var demektir...lakin bir aşkın olmaya bilir birde iç huzurun e esasen bana sorarsan ikisi yoksa hangi çizgide olursan ol insan olma vasfını kaybediyorsun... hadi şimdi oturup parası olan zavallı aşağılık pislik zenginleri biraz ezelim...yok yok tamamen uykusuzluktan saçmalıyorum yada çok özledim... çok özledim lan 10 koca gün...acıların kadınına bağlamamın en buyuk sebebi...dun gittik biri nerdeyse benimkadar olmak uzere 5adet su kaplunbağası aldık yetmedı benım ıkı katım kaplumbağa heykeli aldık kaplunbağa havuzumun yanına...sonra bugun gıdıp 3 adet şapşal tavsik aldık...ın...