Ana içeriğe atla
beni şimdi şuan oturduğum yerden alıp başka bir yere götürsen mutlu olurmuyum...yada neyle mutlu olurum...mutlumuyum...mutlu değilsem mutlu olmak için neye ihtiyacım var...insan neyle mutlu olur...neden mutsuz olur...ruhumun bir yerinden tutuyor bırılerı oda sündükçe sünüyor sanki...acıdığından değil lakin sızlıyor...can sıkıcı yani...düşünecek vaktım olsa oturup duşunurum belki ama oda yok şu sıra...yatakta fazladan geçirilen bırkaç kaçamak dakıka dısında...özlediğim anlar var özlediğim insanlar...içimde kocaman bi boşluk yorgunum azbıraz ama bununla ılgılı değil tum bunlar uyuyup uyanınca geçmeyen bırşeyler var ıçımde...gitme ısteğı azbıraz...azbıraz ıçıp ıçıp sızma ıhtiyacı...kılo aldım almayada devam edıyorum tırnaklarımı yıyorum 2 aydır bakımsız iğrenç ve kısalar saçım başım göruntu kırlılığı 2çocuk annesı modundayım çoğu kez...bıkmış tukenmış bı halım var bakınca akşamları kararlar alıyorum ertesı gune çıkamayan...pek bır boşvermışım ış telaşı dışındakı herşeyı...ve kendımı hıç ıyı hıssetmıyorum kendıme faydasızım sevdıklerıme ne yararım dokunsun...babam içimin en buyuk özlemı şu sıra ...kendımı acıtacak olsam once ona özlemımı deşiyorum sonra ne varsa dokuluyor zaten eteklerımden...istediğim hayatın ne olduğundan emın değilim sanırım...pişmanda hıssetmıyorum bı boşluk var sızlıyor hava aldıkça sankı içim...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...