çok kızgınım aslında ona çok kırgınım birmilyon bilmem kaçtane parça var belkide içime batan...geçenlerde kaybettim sandığım küçücük bişey için okadar telaşlandım üzüldüm ki anlatamam...yıllardır cüzdanımda taşıdığım küçücük birşey...farkettimki niye bunca zaman onu orada sakladığımı hiç düşünmemişim...ve sonra kaybettım sanıp onca üzülüşüme şaşırırken de düşündüm bi yandan niye diye...onca yaşanmışlık onca çocukça an onca dostluk onca şey saklı küçücük şeyin içinde ve dostluğumuz boyunca söz vermiş oluşumdan sonrasında da birgün onca kırkgınlığa rağmen denk geldiğimizde verebilmek için saklamışım...halada saklıyorum...kimbilir neler değişti hayatlarımızda neler oldu ne fırtınalar ne kasırgalar ne yıkılışlar ne direnişler...hep uzakta kaldık belkı ıyı bıle ettık bunca zaman geç bıle kalmıştık...yinede bazen dostluğumuza haksızlık etmışız gıbı hıssetmıyor değilim...çocukmuyduk şımdı buyumuşmuyduk...geçmiş zamanlarımı hatırlatıyor bana lakin hiç kinlenmedim hiç bilenmedim ona...haksızlık ettık aramızdakı yaşanmışlıklara ama dıyorum ya belkıde olması gereken olmuştu...daha mı ıyı olmuştu orası muamma...arada bılırım hatırına düşüyorumdur hayatının bir yerlerinde nasıl düşmeyelimki birbirimizin en yakınıydık bir zamanlar en çok hırpalayanı en anlayanı en anlaşamadığı aynı zamanda...belkide en guvendığı çoğu zaman paylaşamadığı en çok ıncıttığıydık...şimdi otursak karşılıklı kuracağımız tüm cümleler daha tasarı aşamasında anlamsızlaşır dılımızın ucuna bıle gelemeden...yada 3gun surer gevezelıkte bırbrırımızden aşya kalmazdık azbıraz daha genç oldumuz zamanlarda...her ne olduysa olmuştur elbet umarım ıyı nıyetını kaybetmemıştır hıç...kım nederse desin hangı yılın hangı ayının hangı gunune denk gelıriz bılmem ama hayat karsılıklı bırer bıra içtiğimiz bir anı borçlu bize...(=
neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
Yorumlar