Ana içeriğe atla
öğrencilik hayatımın son çeyreğide bikaç gün içerisinde sonlanmak üzere...değişik birşeyler var diye yazıyorum sanma...hala karma karışık belirsiz bi hayatın başkahramanı gibi bi hal içerisindeyim...hangi romana dahil olsam hangi filmde başrolü kapsam diye düşünüp duruyorum inan...lakin hiçbirinde yer kalmamış gibi geliyor bana...dişlerimle olan mücadeleyi bikaç hafta önce sevgili desteğiyle ve dişçi koltuğundaki bikaç bayılma nöbetinden sonra kazanmıştımki 3gündür dişeti iltihabı olduğunu canım google amcadan öğrendiğim yeni lanet bi sorunum oldu...neyseki final haftası ödev maratonunu bugun tamamlamış ve nihai sonuca varmış oluciim...6yaş hikaye kitabına ineğe aşık olan pire çizme fikri dün sabaha karşı şüpeye düşürmedi değil beni...ama fazla oralı olmadım çizimlere devam ettim.
canım ülkemin bikaç çapulcuyla başlayıp sonrasında alkolik amcalrın ve marjinal canım teyzelerin katılımıyla milyonlara ulaşan yeni bir direniş hareketi oldu...bundan sonra bizden bi bok olmaz cümlesini yatağın altına kaldırma kararı aldırdı bana...ulusal medyanın tıp oyunları sosyal medyanın gücü benım canım ülkemın mizah anlayışıyla birleşince ortaya yemede yanında yat görüntüler çıkardı...gidemedik direnişe tamda bu sırada bitirilmesi gereken bi öğrencilik hayatı vardı çünkü elimizde...hani bitiremessen elimizde patlayacak cinsten...tüm bunların dışında insan öğrenerek büyüyor hakkatten...bir adamı sevmek için aşık olmak gerekmediğini onun için canın acıdığında anlıyorsun...onun acısını içinde hissedip konuşamadığında...sadece bikaç zamandır aynı uykuyu uyuyup aynı masada yemek yediğimiz ve birbirimize sevgili dediğimiz için alışkanlık bazlı bişimi diye düşünüyosun ama sonra çok büyük bi haksızlığın içinde hissediyorsun kendini...10 ay boyunca hiç ondan kaynaklı mutsuzluğun olmadığı ıçın hiç içini kemiren şüpelerden sabaha dek uykusuz kalmadığından...gel demesende geleceğini bildiğinden alışıyorsun alışmak istediğinden hatta bence çokda güzel ediyorsun böylesi bi adama alışmak benimsemek sahiplemek mümkünse çok sevmek gerek sanırım...he bide mevsimlerden yaz şu sıra canım nasıl mavi...aklımda şöyyyle bi sahil elimde okunası bi kitap bikaç çakıl taşı biraz güneş sarısı rengim buronza dönsün dert etmicem bu defa söz...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...çok fazlaca mutsuz olmanız için sebepleriniz olabilir,ağlamak için haklı nedenleriniz,çıkmayan yollarınız,yaşamak istemediğiniz zamanlarınız,kurmak istemediğiniz cümleleriniz...ve siz...sadece ve yeg den kendinizsiniz...başka nedenler bulmak için son bi çabanız kaldıysa içinizde hissedebildikleriniz için tanrıya şukretmekle başlayabilirsiniz...hissettiğiniz tek bi sıcaklık tüm hayatınıza bedel hayallerinize destek başarılarınıza neden demek olabilir belkide...ki ben tamda şu sıra bana armağan biri için teşekkür ediyorum tüm evrene...her defasında yenıden masalları sevdirdiği için inancımı yenılediği hayallerimi desteklediği için varlığının uzaklıklar yada zamanla ölçülemediği için başarılarıma neden hayatıma renk olduğu için...kazanmak yada kaybetmek değil var olabilmek ve kendin olabilmekti önemlı olan...bilmediğimiz savaşlara dahil edildiğimizde ve çokça üzüldüğümüzde birileri tarafından her defasında incitildiğimizde...ençok kahkahalarımız geliyo kulağıma bide hep var olucağına
oysa kimseden acısını çıkarmak gıbi bi niyetim yok...evet bi acım var ama bunu heleki sevdiklerime ödetmek değil amacım...kaldıki fazla ağır geliyo bazen herbişey kaldıramaz oluyorum ki tamda o anda huysuz biri olup çıkıveriyorum...telaşımın nedenı geç kaldığım onca şeyin bedeli gibi esasen...başka bi sebep bulamıyorum...ilaçlardanmı bu gerginlik bu mutsuzluk acaba...ıçımdekı anlamsız kalp çarpıntısının nedenı doktorun verdığı gereksız tansiyon hapı bana göre...yada kahveyi azaltmış olmamın bı etkısıdır kım bılır...sıkılıyorum herşeyden her durumdan her andan...yetiştirememkten korkuyorum hıçbır şeyı ve kendımı...neye uzatsam elımı eksık kalıyorum bır dığerıne yapamıyorum ışte...havalarda ınadına güzel ınadına ışıl ışıl içimdeki kopkoyu grılığı kımseye göstermeme çabam yoruyo şimdilerde...gunlerdır trnaklarımı yıyorum,saçlarım hala tutam tutam ellerımde biçok şeyı aynı anda bılmem gereken bı hafta ıçerısındeyım ve bıldığım tek şey korkuyo olduğum...gözlerine değmemek ıçın ınsanlardan
Kilometrelerce ne demek biliyormusun...hiç hayatında kilometrelerce uzaktayken ile başlayan cümleler kurdunmu.muhtemelen kurmamışsınız yada en azından kısmet olmuşta birkez öylesine bi laf etmişsen hatırlamayacağın kadar önemsiz bi konuda falandır herhalde.ben bu koca seneyi kilometrelerce uzakta geçirdim ondan ve kendimden ve geriye kalan tüm hayatımdan kilometrelerce uzakta...bir adım yaklaşamadan üstelik ne ona ne hayatımıza... Kilometrelerce ile başlayan onca kelime...tükendik...ne desem boş ne desem fazladan anlamsız kaldı...hayatımda kocaman bir anlam kayması öylece kalakalmış haldeyim...onsuz yaşamak hep eksik kalmak hiç yetememek gibi insan dandik bir film sahnesine ne kadar ağlar ki ... evet ben her daim sulu göz bir insandım Onu da al koy bir kenara...insan hiç uyuyamadığı gecelerden hiç uyanmak istemediği sabahlara nasıl uyanır uyanırmış...uyur uyanık yarım yamalak eksik gedik öyle böyle yaşarmış işte ne kadar yaşamaksa nasıl yaşamaksa kitap okuyamadan sevgiliye sarılıp uyu