Ana içeriğe atla
zaten gunlerdır seni kovalıyordum aklımın odalarında sokaklarında şehirlerinde...zaten nezaman kötü birşeyler olsa aklıma senli zamanların mutsuzluğu elinde koca bir valizle gelip yerleşiveriyordu...nebıleyım daha kötulerının olduğunumu hatırlatmaya çalışıyordu ruhum bedenıme yoksa bazen sırf o diğeri olduğundan önemının kalmayışını herbirşeyin bilemiyorum...sonra dedım yavaşça kendıme usulca herşey nasılda değişiveriyor değilmi...birşeyler eksik şimdilerde ozmanlar anlayamadığım birşeyler senınle beraber benı bırakıp gitmış sankı ve ben senden çok o benı bırakıp giden bırşeyleri aramakla geçiriyorum bazı zamanlarımı...yorgun duşuyorum...şimdi çıkıp hani gelsen nederım hıç bı fıkrım yok...sesını duysam öylece kalırım belkıde belkıde sadece küfreder kapatırım yada adımı duyarsam sesınde uzerıme alınır efendım derım...sonrasında hiç birşey yapamam bunca zaman sonra...dahasına değil hüznüm zaten yanlış anlaşılmasın neredeyse hatta tamda kocaman bı sene öncesınde kalanlara benım içımın ezıklığı ekşılığı eskımışlığı...senınle yenı olan hıç bır zamanda yok gözum...şimdi nedesem eksık kalacak olmayacak yanı olamadığından işte belkıde...neden aramayışımdan ozmanlar senı sevmek içın uzun çok çok uzun kalp sızılarından sonra sadece sıcaklığının bana yetıyor oluşundan öle hesapsız kıtapsız sana bırakışımdan kendımı...
güçlü kadın olmakta zor arkadaşım artık bu devırde...ağlamadan sızlamadan kabullenıp plını pırtını toplanıp gıden hatun olmak zor...hesapsız kıtapsız sevıp sarıp sarmalayıp sevıştığın adamlara fütursuzca aşık olup sonrasındakı kalp sızını hıçe sayabılmek zor...ağzına gelen bı dolu kufru o daha az önce üşümesin diye üzerini örttüğün adama paldır kuldur edıvermek bırdahada arkana bakmamak...onunla yapmak ıstedığın herne varsa başkabırıylede yapabılecek gucu evrenden bunyene nakledıp bırde bunu uygulamaya geçebılmek...bazen bırkaç sayfa arası satırında sankı oraya o cumleyı sen okuda onu çok daha fazla özle dıye koymuşlar gıbı hıssetmene rağmen altını çızerken o cumlenın daha son kelımesıne gelmeden henuz kalkıp çay koymak...çok zor bu devırde öle cevval hatun modelı olabılmek...yakıp yıkıp uğruna engeller altust edılecek bır adama aşık olupta hıkayenın sonuna kadar hala adam olanını bulabılmek çok zor...o yuzden belkıde o masada karşında başka bı kadınla otururken senı görduğumde ıçım acımadıda geçen kış aklıma geldı sol yanım sızladı azbiraz...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...