Ana içeriğe atla
birşey var...en başından beri beni ratasız eden bir şey var senınle aramızda...senide rahatsız ediyormu bilmiyorum...ama bir şey var...iyi olmayan kopuk böluk pörçük birşey...ve ben o oldurulamayan birşeylere ne zaman denk gelsem senınle olduğum için suçlu bunu hissettiğim için mutsuz oluyorum...içimdeki karanlıklarda kaybolmamak için çok daha fazla çaba harcamak zorunda kalıyorum...öyle filmlerdeki gibi yaşanmıyor artık aşklar...hatta insan aşık bile olmuyor artık...lüzumsuz kalıyor tüm o cansıkıntılarının yanında...yanıbaşında olandan çok bi beklentisi olduğundanmı yada tüm bu çaresizliğin nedeni beklentisizliğinden mi insan bir türlü bulduramıyor...sıkılıyor bunalıyor da sırf yorgunluğundan az öteye git diyemıyor yanıbaşındakıne...olurda gidiverirse örtbas ettiği yanlızlığı çıkıverır dıye belkide...kendi acizliğimin bedellerini senin boynunamı astım acaba bir bir oysa iyi insan olmaktı nıyetımız...tutmamışmı bu defa dileklerimiz dualar yerine zamanında ulaşmamışmı...içime kapanasım var içimde büklüm büklüm acıyasım var ekşi bi tat ağzımda hiç keyfim yok inan...içime kapanasım varda sana yazık ederım dıye korkuyorum...kıyamam kımselere esasen kendımden sakınırım bır dığerını...içimdeki acı dışıma ulaşmadan henüz durup dikilip karşısına böyle kanter içinde...o sokaktan bir daha geçmıyeceğim diyorum...bazen kendım bıle ınanmıyorum...birşey var senınle aramızda...olduramadığımız...beni rahatsız eden...belkide esasen birşey yoktur...hatta tek sorun budur...senınle aramızda belkıde varlığı başa bela birşey yoktur ve tek derdım budur...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...