Ana içeriğe atla
bazı adamlar vardır hayatınızın en olmadık yerinde paldır kuldur giren...sonrasında bikaç mutlu zaman bikaç keyifli an bi bakmışsınız çokca aşık oluvermışsınız...hiç düşünmeden planlamadan ama sonrası çokca mutsuzluk olmuş sizin için olduramamışsınız bırturlu ne bırlıkte ne ayrı kalabılmışsınız...günler aylar hatta yıllar geçmış hayatınızın en zor en önemlı en derıne yerleşıcek olan olaylarının başrol uyuncusu olmuş bıkaç defa...çok kızmış çok kızırlmış çokca üzülmüşsünüz...olduramamışsınız bir türlü...ama sonra yani hepsinin üzerinden gunler geceler geçtıkten sonra herşey sakınleşıp durulduğunda tum sular başka başka adamlara aşık olup başka başka şeylere uzuldukçe...yanında sana sıkma canını söz halledicez dıyen adamın o bi zamanlar senı çokca üzmüş adam olduğunu görünce...aşkında tutkununda kızgınlıkların kırgınlıkların herşeyın yıtıp gıttığini geriye çok daha değerli bişey kaldığını fark ediyor insan...hepsinden belkide tüm aşkımdan tüm kırgınlıklarımın diyetinden herşeyden daha değerli...şimdi bugun ona okadar şey oldu biz okadar sınavdan geçtik ben senden okadar nefret ettım kı amaonca şeye rağmen bugün hala ıyıkı varsın demek ıstedim...sırf çok sevıyor diye ona yemekler pişirip hazırlarken onun için bişeyler yaparken artık içimde hiç bir beklenti yok...acaba nerde kiminle diye içim içimi yemiyor yanımda olmadığı akşamlar için içim ezilmiyor...kocaman bi yanımı zamanında kaybettiğim için öfkelide değilim...güvendiğim bi adamın varlığını hıssettırdığı ıçın ne olmuş olursa olsun hala hayatımda olduğu ıçın ve belkide hiç bi anımızı kirletmediği için minnettarım...artık sadece ıyı olsun ıstıyorum dahasına hayatımda luzum yok...bazı ilişkiler nekadar kötü görunurse görunsun zamanla değer kaznıyor sağlamlaşıyor sanırım...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...