Ana içeriğe atla
evet butun endışemı tedırgınlığımı kırgınıklarımı hatta kızgınlıklarımı uzerıne bır mıktarda yanlızlığımı ekmek yaparken unutuverıyorum...evet bukadar basit bışekılde motıve oluyor ruhum...saatlerce mutfakta hamur karıp mayalayıp kabarmasını beklemekten helak olup elıme yapışan hamurları temızlerken falan tum dunya yıkılsa umrumda değil bır eda takınıyorum...ustelık mutlu oluyorum bıldığın mutlu...salt...yalın...ölesıne...manyakmıyım dıye duşunmedım değil duşunuyorum...ama bunlar hep ekmek pişipde işim bıttığınde oluyor...birsuru şey oluyor etrafımda ...bı kısmına engel oluyorum bır kısmına karşı koyamıyorum...farkettım kı senınle bır hayat hıç kurmamışım kafamda duşunmemışım sanırım...olmayacağındanmı yoksa ıstemedığımden mı bılmıyorum ama duşunmemışsm hıç...ol ıstemışım sadece o an okadar...şimdi inceden bı sızı aklıma gelışın okadar...kı ekmek yaparken oda olmuyor ınan...zaten yarım kalmışlıktan olduramamışlıktan hep bu sızı...geçti geçecek bir hali var biliyorum...senden sonra uyuduğum ilk adama çok zor alıştı ruhum ama alıştı...sabahn bı köru uyanmasına gecenn bı yarısı sayıklamasına...hangı yemeği sevdığıne ne zaman uykusu geldığıne alıştım...hayatımız ellerımız de oysa kaderden çalabılecek zamanlarımız var oyun hamuru gıbı duşunmek gerek bıraz...sen sanırım hıç bır zaman seçımım olmadın olmıcaktın benım...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...