Ana içeriğe atla
şimdi şöyleki ben 4yıl güzel sanatlar lisesi 5 yıl görsel iletişim tasarımı okumuş ve bu süreçte balıkesir eskişehir son olarakta izmit gibi şehirlerde yaşamış biri olarak son 3ayda bir işletme açıcam ben dıye tutturdum...önce cafe dedim sonra yok olmaz çikolatacı açayım dedım oda olmadı lan dedım turşucu olsun he bide sağlamından bı ortak bulunca iyice cozutup cafe restrant açalım dedım he bıde bu sureçte girişimcilik kursları akabinde işletme dersleri hesapları falan derken devlet kredileri başvuruları falan...bu esnadada babam demedıkı napıon çocuum sen bunca yıl boşunamı okuttuk seni sen ne anlarsın 24 yaşında işletmecilikten haddini bıl memur kızısın kıçına göre bı iş bul dandık mandık ama aldığın para belli olur bak batarsan çıkarsan benım param yok...yapma etme senın harcın değil...
benım babam askerı lıse mezunu denız astsubayı ve mesleğinden yaklaşık 15yıl önce emeklı olmuş 55 yaşında memur emeklısı bı adam...ama adam...hatta kocaman bı kalbı olan bı adam...çikolatacı fıkrımden turşucuya geçışıme ordan restranta çevırışıme kadar hatta tum bunlar hayalken bıle hıç yapamazsın demedı bana yap dedı başkaları yapamaz ama sen yaparsın dedı...batsanda çıksanda hatta yap dedı...öderız ne olcakkı dedı...benım hayallerım bı çıt yaklaştı şu sıralar gerçeğe kurs bıttı proje taslağı bıtmek uzere karar vermeler ortaklıklar konuşuldu ışe başladık başlıcaz bı durumumuz var bişey olmazsa...dun ben o koca yureklı babama heycanlı heycanlı açıcamız şirketın vızyonundan mısyonundan bahsedıyorum kar beklentısı yok başabaş noktası ciro hesabı falan benıde dedı burda sıkıyosun nıye baba ya dedım senden bışı ıstemıorum kı nıye öyle dedın...ben yanında olamıyorumda ondan ıstemıyosun bak dedı bırsuru şeyle uğraşıyosun gelemıyorum en ıhtıyacın olan zamanda yanına işlere başladığında nasıl yapsamda gelsem dıye duşunuyorum kaç gundur uzuluyorum yanlızsın orda dedı sesı nasıl tıtrek böle cumlelerı kesık kesık gelıyo...anladımkı benım koca yureklı babam telefonda daha başlamadığım  bi ışte yanlız olucam dıye dert edınmış ağlıyo...sonra plan yaptık dedım 2haftaya zaten anca başlarız sen dert etme nıye gelemıcekmışsınkı ban ayarlıcam sende gelıp ustaların başında durcaksın ben anlamm zaten nıe yanlız kalcakmışım ...telefonu kapattım bu defa ben ağlamaya başladım...kıme hayallerımden bahsetsem sonrada desemkı ben kursada gıdıyorum bu yıl açıcam kafamdakı yerı eee evdekıler kızmıcakmı ızın verıcekmı yanında olucakmı dıye soruyolardı...ben zaten bunları hıç duşunmemıştım bıle ama tabı canım dıyıp geçıyodum şımdı bu sorulara tek bı cevabım var sanırım benım babam kocaman yureği olan bı adam o bana yeter...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...