Ana içeriğe atla
nekadar zaman önceydi hatırlamıyorum...hatırlasamda bi işime yaramazdı zaten...hatırlamak istemeyişimden belkide...şu sıralar zaman hesapları daha bi can sıkıcı olabılıyor...senli zamanlarıydı hayatımın işte...şu bizim salondaki kıç kadar koltuğa inad edipte bizi sığdırdığın ve tüm geceyi orda öylece geçirttirdiğin gün...bugun tamda o koltuğun karşısına geçip neden dedim ya...belkide ben seni hiç tanımamalıydım hiç alışmamalıydım...ne guzeldi herşey...sanki ben o kış dunyanın en guzel kadınıydım ve sen hayatımın erkeğiydin...o gece orda kucak kucağa öylece kalabilmeyi başarsaydık keşke...senin ağrımadığını sölediği ama benım ağrıdığından emin olduğum kolun gerçektende hıç ağrımasaydı benım bacağım uyuşmasaydı o aptal gereksiz gece showu hıç bıtmeseydı...ve ben senı hemen yanıbaşımda hatta kucağımda uyuya kaldığın o kıç kadar lanet koltuktan hıç kaldırmasaydım...herkese havuçlu kek yapacagıma daır sözler verıyorum ama aylardır bıkere bıle yapmadım...sankı hıç yapmamışım gıbı hıssedıyorum zaten artık...eşyaların yerını ne kadar değiştirirsem değiştireyim aklımın sende olan kısmına dokunamıyorum ulaşamıyorum hala...bi anda farketmeden seni düşünürken buluyorum kendımı...çok kızıyorum kendıme...uykularıma mal oluyor tum bunlar...ne zaman dışarı çıksam helekı hafta sonuysa ne yapsamda geçmıyor tedırgınlığım...böylesi daha bı dayanılası sankı gözlerine deymiyeyim yeter...seninle yapmak istediğim ne varsa başka bi adamla yapıyor olmak nasıl acıtıyor içimi herşey tatsız tuzsuz bır hal alıyor ben hıç olmadığım bırı oluverıyorum...anlamıyor hıç kımse nasıl anlasınkı ben bıle anlayamazken anlasında istemıyorum çoktandır...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...