Ana içeriğe atla
onun bana ihtiyacı kalmamıştı...evet tüm soruların nedenlerin cevabı buydu belkide...benim ona olan ihtiyacımıysa zaten hiç bir zaman sormamıştı...beraberken yaptığımız en keyifli şeydi belkide uyumak...nasılsa kışa denk gelmiştik işte...havada bu mevsimde soğuktu hep bu kentte ustelik o hep diğer ınsanlardan çok daha fazla uşürdü ve bizim en keyif aldığımız şey olmaya başlamıştı zamanla uyumak...bir yorganın altında çok soyut bi ışıkta hatta çok soyut bi ruhla sımsıkı sarılıp bırbırımızı ısıtmıştık...en başlarda nasıl bukadar çok gülebiliyoruz dıye şaşırmıştık hatta uyumadan önceki o mırıldanma aralarında teninin kokusunu ezberlemıştım ıstemeden...istemeden sevgili olmuştum istemeden alışmıştım istemeden çok sevmiştim sanırım ben seni...çoğu zaman beraber yapabıldığımız hıç bışey olmamasına rağmen beraberdik bazı geceler sadece beraber uyumak ıçın beraberdık hatta...ve sonra yaz geldi artık üşümemeye başladın sen...benim heycanlarım gereksiz uykularım bunaltıcı gelmeye başladı sana...ben hiç değişmemiştim oysa sadece uyumak için bile seni sevebilen kadındım...yetmiyordu ruhuna yetmezdiki hiçbirşey kendi karmaşana saplanıp kalır bide ustune beni suçlardın her defasında...içinden haklı olduğumu kabullenışının cılız sesini duyardım ama o son günlerde gözlerin...gözlerin başkaydı artık...beni görmüyordu sanki...sen görmedikçe ben daha çok çabaladım sen göremedikçe ben daha çok ustune geldim...yapma...sana yapma dedığimde neyi?diye bile sormadın öyle iyi biliyordun ki artık bana ihtiyacın kalmadığını...sadece erkeklik gururuna yediripde söyliyememiştin...ben kadınlık gururu diye birşey varsa hala evrende ona yedirilemicek ne varsa yemiştim bir güzel oysa...tek istediğim normal olmaktı seninle bereber biz dediğimiz zamanların içine sığabildiğimiz tüm zamanlarda normal olabilmekti...ama artık senin bana ihtiyacın kalmamıştı...benimse sana hiç bir zaman ihtiyacım olmadığı halde öle sormadan izin almadan paldır küldür girmiştin hayatıma...bunca zaman kendimi senin gibi adamlardan sakınmak uğruna ne çok şeyi göze aldığımı bilmiyordun üstelik...ve ben tüm bildiklerimi unutuvermıştım bı anda...mevsim kıştı savunmasızdım birinin bana tamda senin gibi bakmasına ihtiyacım vardı...mevsim soğuktu ben pek üşümezdim ama tanrı sanki kış mevsimini iki kişi birbirine sarılabilsin diye yaratmıştı...dokunuşuna alışmıştım bakışına guluşune kokuna sadece ölece yanımda yatıp nefes alıyor olmana...varlığına alışıyordu ruhum ve ben hıç bırşey yapamıyordum...ihtiyaçlarım buyuyordu sana dair...sana dair boşluklarım buyuyordu ve ben engelliyemıyordum...sonra yaz geldi ben hiçkimseye olmadığım kadar sana ihtiyaç duyuyordum artık ve sen hergun bıraz daha gerçekliğini kaybediyordun..önceleri delirdim yokluğunda nefes bile alamadım hatta...uyuyamadım gunlerce sıcaklara mal ettım herbir şeyi...yaz pek bir keyifsiz başlamıştı bunca guzel ana rağmen...üstelik bir türlüde bitmıyordu...ama o gun o cumleleri kurduğumda mevsımlerınde hıç bırşey ıfade etmedığını anladım...sana bırıktırdığım onca an onca guzel zaman şekıl değiştırmıştı bırden ve hayatımın en kötu dıleklerı cumlelerı oluvermıştı bır anda...ustelık pişmanda değilim ustelık bılıyorumda ustelık hala aynı dıleklerı temennı edebılırım...ruhum seni asla affedemicek gibi  hissediyorum...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...