kolay sahip olduğu herşeyden kolay sıkılır insan oğlu...çocukken çabuk sahip olduğu oyuncağından kıyafetinden arkadaşından okulundan sonra buyudukçe kolay sahıp olduğu işinden evinden arabasından kolay sahip olduğu sevgiden sıkılır kolayca...oda kolay sıkılmıştı işte...ve ben uzunca bır sure kabul edememıştım bır turlu anlayamamıştım en önemlisi anlamak istememiştim...insanın doğasında var inanma ihtiyacı sanırım en başında evrenin bir yaratıcısı olduğuna inanma ihtiyacı modern zamanın en buyuk sıkıntısı gibiyken...kadın olmakla ilgilide bazı ve birtakım inanma ihtiyaçları var hali hazırda bunyede barınan...neyseki platonik aşk evrenin en buyuk hedıyesi...
neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
Yorumlar