dolapta asılı askıda gravatını bulduğumdan beri aklımdan çıkmıyosun...ama ne zaman seni duşuncek olsam silik hayal meyal bi göruntu...hatta başka başka adamların bıle göruntusunun karıştığı kargacık burgacık şeyler...bı kaç defa çabaladım...yok olmuyor...sanırım çok üzülmüşüm çok fazlaca üzülmüşüm butun aşkımı tuketmışsın...yaşanmış bıkaç andan başka hiç bir şey kalmamış...evet bunların hepsını uyandığımda duşundum kalmamışsın...ve ben gunlerdır bu kentde yuzune denk gelmemek ıçin sevdığım tum sokaklardan uzak duruyorum...daha ıyı gelıyor...evın salonunu değiştirdiğimizde bıraz daha sılındı suretin sankı sabaha kadar senınle oturabıldiğim sen varken evren kadar buyukmuş gıbı gelen koltuk şımdı ufacık ...beraber uyuduğumuz ve sureklı şıkayet ettığımız yatağı gelen adama verırken atılacak bu dedığımde de sılındın bıraz daha... odamda hıç bır eşyanın yerı aynı yerde değil ve ben şıkayet edılemıcek rahatlıkta yenı senın dokunmadığın deymedığın bı yatakta uyuyorum...sen giderek saydamlaşıyorsun...banyonun perdesini koridorun kilimini hepsını her değiştirdiğimde gerçekliğini kaybedıyorsun sankı...bu evdı bırbırımıze sığındığımız tek yer bu evdı benım sana aşık olduğum yer ağladığım sarıldığım ağladığın gulduğumuz uyuduğumuz yemek yedığımız herşey sen demek gıbıydı...şımdı değil her odayı herşeyı sana daır her objeyı eşyayı ya atıyorum ya yerını duruşunu değiştiriyorum sen gerçeklığını kaybettıkçe benım ruhum hafifliyo ve artık yuzunu bıle hayal edemıyorum...neden gravatını atamadım bılmıyorum ama odanın en köşesındekı dolabın en alt çekmecesının en arkasında duruyo...görmuyorum dokunmuyorum...koku...oda yok artık...huzurluyum...bıkaç kötu hıs dışında ınan huzurluyum...
neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
Yorumlar