bu sabah eylülde olduğumuza inanamadım...uyandım ve sanki birden eylül oluvermişti...koca bir yaz bölük pörçük az biraz sancılı az biraz keyifli bi miktar plotonik bi miktar özlemli pişman rakılı şaraplı denizli güneşli geçti...bunca zaman yazmayıp onca şeyi bir çırpıda anlatabilecek güce ve heycana sahip değilim itiraf edeyim...koridorda hala açılıp boşaltılmayı bekleyen bir adet valiz derlenip toplanmayı aynı hevesle bekleyen bir ev ve tüm bunlara karşın hala içinden çıkılmasını bekleyen bir yatak mevcut şu anda hayatımda...platonik aşk iyi birşey ağrısız sızısız ustelik...en fazla ogun onu ıkıncıye görebılmekten daha fazla birşey beklemıyo olmak ve bunyenın buna herşeyden çok razı oluşu tanrım ne guzel bır hıs...sonra oturup dıyorsun kı bunca kırkınlığı nıe yaşarkı ınsan...sonra dıyorsunkı ınsan neyle yaşar...yada ınsan neyle yaşayamaz...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
Yorumlar