Ana içeriğe atla
elektrikten internetden konfordan uzak tam 10 gün olmuş...dun ıtıbrıyle medenıyete kavuşmuş bulunmaktayız...5lıtrelık petşışe yardımıyla yapılan banyo çekırgelerın ıstılasına maruz kalmış tuvaletler toz toprak ıçersınde yemek saat 7den sonra ıçerısınde durmanın ımkansız olduğu çadıra rağmen fazlaca keyıflı bır kamp tatılıydı sanırım...cam gıbı komur lımanı suyuna her daım dahıl olabılmek sonra ayakların suda sıcağa ınat bıra içmek gece şarap eşlığınde taaaa nerelerden çıkarılıpsoylenen şarkılara eşlık etmek gecenn bı korunde sarhoş olup son bırayı canerle sahılde devırmek...hayatımde ılk kez dalış yaptım fazlaca keyıflıydı ustelık..bıde uzun zamandır bronzlaşmadığımkadar buronzlaşmak durumunda kaldım sanırım...sabahın 7sınden dığer sabahın 3 4une kadar çakıllarla geçen yurume maceraları...gıtmeseymışım uzulurmuşum...evet teknolojı denen şey orda yok tuvalet ıçın bıkaç dakıkadan fazlasını beklemenız kapıyı açtığınızda çekırgelıkten kuşluğa terfı etmış bı canlıyla karşılaşmanız pek muhtemelen...bır bardak soğuk su ıçın 5 kışıye sormanız gerekebılır yada sıcaktan korunabılmek ıçın butunzamanınızı şemsıye konumu ayarlıyarak geçırebılırsınız...ama yınede keyıf alabılırsınız yanı ben fazlasıyla keyıf aldım sanırım...3.gundekı telefon şarjı krızını saymassak...he bıde öle onu bunu unutucam kafa dınlıcem dıye gıtmış olsanızda gece olup şarabı yarıladığınızda tepenızdekı mılyarlarca yıldız sıze kendınızdende ıçınızdekılerdende kaçamıyacağınızı hatırlatıyo...şehre uzakolmanız kendınızede uzaklaşabıleceğınız anlamına gelmıyor kesınlıkle ustelık sız kaçmaya çabaladıkça o kaçmaya çabaladıklarınız bı şekılde aklınıza fıkrınıze dahıl edıyor kendını...sınırlı ve kısıtlı durumlarda açtığınız telefonun ekranındakı 1 yenı msjyazısının sonrasında karşılaşacağınıt tek bır kelıme bıle en başa dondurup kıçıbaşı dağıttırabılıyo sıze bu defa su değil fazla şarabı olan pek muhterem bır şahıs aramaya koyuluyorsunuz...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
Kilometrelerce ne demek biliyormusun...hiç hayatında kilometrelerce uzaktayken ile başlayan cümleler kurdunmu.muhtemelen kurmamışsınız yada en azından kısmet olmuşta birkez öylesine bi laf etmişsen hatırlamayacağın kadar önemsiz bi konuda falandır herhalde.ben bu koca seneyi kilometrelerce uzakta geçirdim ondan ve kendimden ve geriye kalan tüm hayatımdan kilometrelerce uzakta...bir adım yaklaşamadan üstelik ne ona ne hayatımıza... Kilometrelerce ile başlayan onca kelime...tükendik...ne desem boş ne desem fazladan anlamsız kaldı...hayatımda kocaman bir anlam kayması öylece kalakalmış haldeyim...onsuz yaşamak hep eksik kalmak hiç yetememek gibi insan dandik bir film sahnesine ne kadar ağlar ki ... evet ben her daim sulu göz bir insandım Onu da al koy bir kenara...insan hiç uyuyamadığı gecelerden hiç uyanmak istemediği sabahlara nasıl uyanır uyanırmış...uyur uyanık yarım yamalak eksik gedik öyle böyle yaşarmış işte ne kadar yaşamaksa nasıl yaşamaksa kitap okuyamadan sevgiliye sarılıp uyu...
...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...