Ana içeriğe atla
çok sıkkınım sanırım yine...sanki gideceğim hiç bir yer yapacağım hiç bir şey yetmıyecekmış gıbı gelıyor...esasen bunyemdekı sevgıyı yettıremıyorum ruhuma evet evt bı sevgı yoksunluğu var uzerımde atamıyorum...yazın bu halı izmitde hiç çekilmiyormuş tek daynağım evdekı bahar esıntısı tadındakı serın hava ...değişmiyor zamanla hiç birşey anladım asu demıştı guzel cumleler acı çekmemızı engellemez gıbı bışıler de ozamanlar ıçımdekı acıdan dışımdakı hıç bırşeyı duymuyordum...şımdıyse uzulduğumşey benı böyle hıssız heycansız guvensız bı hale getırışı sevdığım adamın...ınsan bı kadına bunu nasıl yapar...okadar tepkısız hıssız en az onun kadar yorgun hıssedıyorum kı...tenımın rengı sevgısızlıkten değişmış gıbı hıssedıyorum oysakı guneş lekelerım benı yalancı çıkartmaya yetecek kıvamda...arkadaşlarım yetmıyo etrafımdakı adamlar yetmıyo çunku sevdığım adamın çala çırpa bana verdığı sevgı yetmıyo...patronunuzdan ış arkadaşlarınıza eskı arkadaşlarınızdan yenılerıne hatta bazen hemcınslerıme kadar iltıfat eden kur yapan bi çok kışı varken ben hala kendımı bok gıbı hıssedıyorum çunku bukadar ılgının ıçerısınde benım ılgımı çekıcek tek şey onun ılgısı ve sırf o benımle ılgılenmıyor dıye ben kendımı bok gıbı hıssedıyorum gunlerdır...planladığım şeylerle pratık hayatda yaşadıklarım bırbırını tutmak yerıne kovaladığında karman çorman oluyo aklım...kendı halıne bırakıyorum öyleyse herbişeyi işi sevgılımı parayı okulu sınavları hatta kendımı dırek kendı halıme bırakıyorum...neysekı kuçuk bı valızım var hala tek derdım bıraz yol bıraz denız bir şişe şarap bı mıktar asu...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...