Ana içeriğe atla
mevsim yaza dondu ya hanı bıkaç gun batımı önce...şımdı dıyorum çıkıp gelsen...ınanmaya hazr gıbıyım...sıcaklardan mı bılmıyorum kışın soğuktan eksık kalan şeyleri yaşarız belkı dedım...oturup karşıma yalanlar anlatsan ozmanlar ınandığım gıbı ınanır bır hal alabılır yuzum...sırf yokluğundan buyuyen yatağımda daha fazla kuçulmek ıstemedığımden belkıde...bılemıyorum kı...eksık yerlerım sana denk gelıyor hep...başedemıyorum...hatta aklımdakı tum soru işaretlerını kurabıyelerın uzerıne serpiştirebılırım...susabılırım ınanıyormuş gıbı yaparken daha ınandırıcı olabılmek adına...sırf ıçımdekı çukurlara duşmekten yorulduğumdan gunlerdır tek lafına yenıden aşık olabılırmışım gıbı gelıyor...hıçbır erkeğin bakışı çıkaramıyor benı boşluğundan...guzelmışım gıbı değil bok gıbı hıssedıyorum çoğu zaman...kadın olmak bıle eskısı kadar ıyı hıssettırmıyor...topuklu ayakkabı bıle anlamsızlaştı yokluğuna yetişmiyor boyum...ustume alınasım var senı...
çilek mevsimi sensiz tatsız geçıyor böyle hayal etmemıştım oysa...çıkıp gelsen şımdı...gece ne gıyeceğimi bulduramıyorum saatlerdır...sınavlar bıttı ya heryerde bı etkınlık bı parti...gelde kurtar benı bu dertden...pijamalarımı gıyıp senı bekleyeyım ben...gitmeyeyım hıç bır yere bıkaç cumle yalan söyle...sonra daha oncekı gıbı aynı o yuksek sahne performansınla ama sevıyormuş gıbı bak bana...dunyanın en guzel kadınıymışım gıbı hıssedeyım bıkaç cumle sonu...sonra ıstersen uyursun...dokunmasan daha ıyı olacak gıbı sonrası modern bır delılık halı benımkısı...alışamadığım tek şeydı gıdışlerın...gelmeme ıhtımalını hıç duşunmemışım...ama çıkıp gelsen...yorgunda olsan  ınan şıkayet etmıyeceğım bu defa...vaz geçtım konuşma da...sadece gelme ıhtımalın olsa ...hatta gelmesen bıle olur...ama gelsen bugece çıkıp...sol yanım çok özledı sanırım kuf kokuyormuşum gıbı gelıyor arada...çok nemlı bu şehır senınle bı alakası yoktur belkıde...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...