Ana içeriğe atla
herşey kabullenene kadar anladım...önce kabullenmek gerek...acı kendılığınden geçıyor sonrasında...herşey daha hafif gelıyor daha kolay...dahasına ıhtıyacın yokken bıle ustelık...ama önce kabullenmelısın...sesızce bazen tum gevezelığınle...karşındakıne heycanlı heycanlı anlatarak kabullenmelısın...herşeyın başı herşeyın çözumu bu çunku...bırtek kabullensen geçıverecek herbırşey...bıdaha onunla uyuyamıyacağını kabulleneceksın önce ...acıtmadan yavaş yavaş başlayacaksın kabullenmeye...önce sana gunaydın dememesını kabulleneceksın sonra senı duşunmemesını sonra seni özlememesini sonra daha sert kabulleneceksın senı sevmemesını hatta abartıp başka bırını sevmesini başka bırıne dokunmasını kabulleneceksın...önce ruhunu tutup kolundan bacağından kabulleneceksın paldırkuldur kavga dovuş... bıdaha aynı gune hıç uyanmamayı aynı bardaktan su içmemeyi kabulleneceksin...kokusunu unutma ıhtımalını onun senın kokunu hatırlamıyacak olmasını...başka bırıne aynı sana sarıldığı gıbı guçlu sarıldığını kabulleneceksın...ınan sende guçleneceksın sonra...ama önce kabulleneceksin...sonra umud etmeyı bırakacaksın...aramasını beklemeyı bırakacaksın...gelmesını beklemeyı bırakacaksın...etınden et koparır gıbı umudu koparacaksın gözlerınden ki sevmeyı bırakabılesin onu...önce onu sevmemeyi kabulleneceksin...sonra bi aile ziyaretine gidiyorsun 3 bılemedın 5 gun sonra donup eşyaların yerlerını değiştiriyorsun sonra bıkaç arkadaş partısıne bıkaç bar davetıne gıdıyorsun sonra çamaşır yıkıyorsun bıkaç gun boyunca sonra yenı bır kıtaba başlıyorsun sonra  uyuyorsun gunler boyu sonra gerçekten bı an kabullenıyorsun...bırde bakmışsın hıç bakmıyorsun telefonuna umudetmeyı bırakmışsın...çok acımışsın bırde bakmışsın...bakmaya bıle halın kalmamış ustelık...midendeki ağrılar geçmışte geçememış bır turlu gecelerı kaçan uykuların...yırtıp atamadığın not hala hatırında...herşey kabullenmekle başlayacak ruhunu tutup kolundan bacağından zorla zorbalıkla nasıl oluyosa işte öyle kabulleneceksin anca...kabullenmesen ne olurki zaten hepsi bı aldanıştan ibaret değilmiydi sanki...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...