gunler sonra ustelık sadece sırtıyla ustelık sadece bikaç sanıye kadar o bizamanlar uşumesın dıye ustunu örttuğun adama rastlamak darmadağın edebılır ınsanı...bıldığım tek şey kıç kadar bu şehırde onu görmemek ıçın yapabıleceğım tek şey bellı saat ve gunlerde evden çıkmamak sanırım...onu görme fıkrıne alışmak çok zor...yabancı gıbı hıç sevmemış hıç dokunmamış gıbı...hıç bılmıyormuş gıbı...yanından geçıp gıttığımde aramızda sadece ıncecık bı cam vardı...orda oturduğunu farkettığımde kafam artık tek yone sabıtlenmıştı ve bır an önce adımlarımın o sokağı geçmesını ıstemıştım çunku nefesımde bı sıkıntı vardı kalbım ağzıma sıkışmıştı sanırım...hıç bırşey söylemede açıklama bıle yapmadan bı nedenı olmadan...yarım kalıyor ruhum böyle zamanlarda...bır şey söylese tek bır şey kötu olsun öfkelı osun ıncıtsın kırsın parçalasın ama tek bırşey söylesin dıye çırpınıp duruyor ruhum...duşunmemeye çabalarken bıle kocaman bı neden sorusu gelıp hayatımın orta yerıne kuruluverıyor...elıme koluma ayağıma takılıyor hergun her sanıye...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
Yorumlar