Ana içeriğe atla
şaşıyorum ıçımdeki hüzne...şaşıyorum nefessız kalmış gıbı hıssedişime...neler geçmedi dıyorum kaç adama aşık olmadın unutmadın mı ruhum dıyorum...geçmedi mi diyorum...acıtsada şımdı sonrasında kalmayacak hıç bırşey dıyorum...zaten sen bılmıyormuydun bunca zaman olmıyacağını...neydıkı dıyorum...hiç...odamın ortasında kocaman bı valız var...yarın sabah 9.00 otobusune hazrlanıyor...ustelık ağzına kadar dolu...ne koyduğumu hatrlamıyorum...dolabımda ne varsa hepsını ayrım yapmadan ıçıne yerleştrdım sanırım...sonra çantamı boşaltmaya başladım ıçnden çıkan gereksız onca şeye baktım bı sure sonra onem sırasına göre ayırdım bı kısmını ıçıne gerı koyacaktım kı ağladığımı farkettım...elımdekı defterde ''bir erkeği mutlu etmek ıçın havuçlu kekın yeterlı olduğu zamanlar yaşıyorum..şubat 2012..''yazıyordu...şımdıyse bir erkeği ne yaparsan yap mutlu edemedığim zamanlar yaşıyorum...pılımı pırtımı toplayıp gıtmekte buluyorum ustelık çağreyi...o ıse sadece zaman kazanma çabasında...bır dığerini sevmek ıçın oyle musaıt oyle hazırkı ruhlarımız...o bır dığerı bır anda ızınsız daldığı hayatımızdan bu defa ızın alarak çıkmak ıstedığınde allak bullak oluyor ıçımız dışımız valızler hazırlarken buluyoruz kendımızı...gidiyorum ya belkıde gerçekten ıyı gelıcek ama kopmak gıbı gelıyor...onu bıdaha görememek bıdaha duyamamak gıbı gelıyor...herkes bırşeyler söyluyor...nasıl kızgınlar ona...nasıl ofkelıler...bense kocaman bı hıç hıssedıyorum...bılıyorum oysa herbışeyı...ıçımdekı acı çok ağır gelıyor ...eh be adam ben hangı ara sevdım senı böylede dağıttın o toplayamadığın cumlelerınle benı...aşk olsun sana sevgılı yazık değilmi benım gözlerıme...bakamazsın sen ağlarken ben...bır görsen şımdı halımı benı sevdığıne kendını böyle sevdırdığıne pisman olursun...ayrılık ıyı gelırmı...gelsın bu defa...bu ayrılık bıze ıyı gelsın...havuçlu kek sanada aşk olsun emi...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
Kilometrelerce ne demek biliyormusun...hiç hayatında kilometrelerce uzaktayken ile başlayan cümleler kurdunmu.muhtemelen kurmamışsınız yada en azından kısmet olmuşta birkez öylesine bi laf etmişsen hatırlamayacağın kadar önemsiz bi konuda falandır herhalde.ben bu koca seneyi kilometrelerce uzakta geçirdim ondan ve kendimden ve geriye kalan tüm hayatımdan kilometrelerce uzakta...bir adım yaklaşamadan üstelik ne ona ne hayatımıza... Kilometrelerce ile başlayan onca kelime...tükendik...ne desem boş ne desem fazladan anlamsız kaldı...hayatımda kocaman bir anlam kayması öylece kalakalmış haldeyim...onsuz yaşamak hep eksik kalmak hiç yetememek gibi insan dandik bir film sahnesine ne kadar ağlar ki ... evet ben her daim sulu göz bir insandım Onu da al koy bir kenara...insan hiç uyuyamadığı gecelerden hiç uyanmak istemediği sabahlara nasıl uyanır uyanırmış...uyur uyanık yarım yamalak eksik gedik öyle böyle yaşarmış işte ne kadar yaşamaksa nasıl yaşamaksa kitap okuyamadan sevgiliye sarılıp uyu...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...