Ana içeriğe atla
...tek bir şey söyle...tek bir söz ki boşa çabalamadığımı bi hiçe üzülmediğimi bukadar gecenin yalan olmadığını bileyim...tek bişey söyle bana tırnaklarımı yemeyı bırakayım yenıden...tek bişey söyle şarabı sadece uyumak için içmeyeyim artık...tek bir sözun yeter oysa ruhumu dındırmeye...sen susunca benım fırtınalarım başlıyor bıtmıtmıyo hıç bı gece durulmuyo hıçbı sabah...sen susarken benım tum kelımelerım eksılıyo...öyle çocuğum ışte karşında öyle savunmasız guçsuz...ben susayım sen tek bır şey söyle...ben çok severım bu mevsımı bu mevsımden çok bu ayları...guneşını neşesını rengını sıcaklığını...oysa hıç keyfım yok hıç halım yok sen susuyorsun ya hıç gucum yok...hatalarımızlada sevebılırmıyız bırbırımızı dersin...yenıden gulermıyız saatlerce...salondakı koltuk hep kuçuk gelırdıya ıkımıze şımdı oyle buyuk kı...sankı tum salonu kaplıyor gıbı gelıyor bazı akşamlar...oyle gereksız buyuk boş...hanı hep şapşaldım ya yanında gene öyleyım...ama bu defa daha başka...şımdı fılımlerde gulunucek yerlerı es geçıp ağlanılacak nedenler buluyorum kendıme...çayı demlemeyı unuttuğumda ağlıyorum...evde kahve bıttıyse ağlıyorum...çamaşırları asmayı unuttuysam ağlıyorum...ınternetımız kesılmışse ağlıyorum...çorabımın kaçıcağını bıldığım halde sırf kendıme uyuzluğuna gıyyıyorum...çorabım kaçınca ağlıyorum...okula gıtmıyorum kımselerı görmıyeyım dıye...hayatta şapşal şapşal gulduğum tum şeyler senınle susuyor gıbı şımdılerde...geleceğini biliyorum çok geç kalırsın dıye korkuyorum...geldığınde ya tum kelımelerım eksıle eksıle yok olmuş olursa dıye bu telaşım...çok geç kalma sevgılı dışfırçan hala yerınde duruyorken...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
Kilometrelerce ne demek biliyormusun...hiç hayatında kilometrelerce uzaktayken ile başlayan cümleler kurdunmu.muhtemelen kurmamışsınız yada en azından kısmet olmuşta birkez öylesine bi laf etmişsen hatırlamayacağın kadar önemsiz bi konuda falandır herhalde.ben bu koca seneyi kilometrelerce uzakta geçirdim ondan ve kendimden ve geriye kalan tüm hayatımdan kilometrelerce uzakta...bir adım yaklaşamadan üstelik ne ona ne hayatımıza... Kilometrelerce ile başlayan onca kelime...tükendik...ne desem boş ne desem fazladan anlamsız kaldı...hayatımda kocaman bir anlam kayması öylece kalakalmış haldeyim...onsuz yaşamak hep eksik kalmak hiç yetememek gibi insan dandik bir film sahnesine ne kadar ağlar ki ... evet ben her daim sulu göz bir insandım Onu da al koy bir kenara...insan hiç uyuyamadığı gecelerden hiç uyanmak istemediği sabahlara nasıl uyanır uyanırmış...uyur uyanık yarım yamalak eksik gedik öyle böyle yaşarmış işte ne kadar yaşamaksa nasıl yaşamaksa kitap okuyamadan sevgiliye sarılıp uyu...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...