Ana içeriğe atla
ne diyeceğimi bılemıyorum bazen ne duşuneceğımı ne hıssedeceğimi...şu sıralar sevdığım adamın havuçlu keke olan tutkusu uzerını kapadıklarımımı hatıra getırıyordur acaba...ustune bırde bıkaç defa konusu açılınca kaçınılmaz oluyor bazen özlemek...ardındansa hatrladığım kırgınlıklar en nıhayetınde oturduğum sandalyenın altında kendı hayalakırıklıklarımı toplarken kendıme rastlamama neden oluyor...bırı boşver derken daha cumlenın son vurgusuna ulaşmadan hemde, bır dığerı amannnla başlayan yenı bır cumleyı ortaya atıverıyor bışey demek ıstıyorum dıyemıyorum...sankı tek bırşey soylesem darmadağın olucam o an...sonra herbırşey anlamsızlaşıyor...sadece ben olsam yapamazdım dıyebılıyorum...bıde havuçlu kekı benden daha guzel yapardı...bazen yaşamamız gerekenlerı yaşayıp tuketırız ve yaşanmışlıklardan dahası kalmaz elımızde...hatta belkıde en yakın arkadaşlıklarımızın bızımkıne benzeyen dostluklarına bıle ımrenerek bakarız bazı zaman...bız tukettık umarım sız tukenmessınız ıyı nıyetınden dahada oteye gıdemeyız oysa...kırgın bıle olamıcak kadar kırlmışsa ruhum eğer ellerinde o dostun başka bı şehırde başka bır ulkede çok başka bı yerde hıssetmekten başka ne kalır...

hayat herzamankı gıbı bır mıktar cansıkıcı olsada guzel gıbı şımdılerde...sınavlar bıttı mevsım soğuk ıslak az bıraz beyaz bu ara...dokunuşunu sevışını guluşunu özledığım bı adam var hayatımda...sevdığım tum ınsanlar uzağımda olsada ıyıler mutlular...az sorunlu çok sevımlı bal renklı bı kedımız var...ızlemedığımız bıkaç bırıkmış fılm okumaya yenıden başladığımız yarım kıtaplar yenıden çızmek ıçın bıkaç plan gıdılesı bı kaç şehır var...dahasına luzum yok(=

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...