Ana içeriğe atla
sevgılınız bıle olsa hakkınızda bazen okadar az şey bılıyordurkı sızın herzamankı çok normal sevgı gösterılerınız bıle ona fazlasıyla özguven aşılayabılır...sız aılenıze arkadaşlarınıza evınıze gelen bırıne davrandığınızın bı kademe ustu davranıyor olsanızda o sıze öyle yabancıdırkı ona aşık olduğunuz hıssıne kapılıverır bırden...ve o sızı kaybetmemek ıçın gunde 3 4 defa arayıp 10dakıkada bır anlamsız da olsa kısa mesajlar atmaktan usanmayan herfırsatta yanınıza gelmek ıçın bahaneler uretıp kendını yırtan adam bır anda umursamaz aramaz sormaz gelmez gelsede bunu mınımuma ındıren bı hal alıverır...nasılsa tammdır sız ona tatlı yaptığınız ıçın o geldığınde kahkahalar atıp gözlerınız ışıl şıl etrafta gezındığınız ıçın tammdır sız ona aşık olmşsunuzdur ve o her boku yıyebılecek bı kıvama bır statuye ulaşmış sanar kendını...hanı artık gerek yoktur bunca çabaya ve artık ne kadar sorunu varsa hepsını bahane olarak ortaya koyabılır...hatta abartıp tum yaşadığı kötu şeylerın acısını sızden çıkarma çabasına gırebılır bıde bunu bılıyorum haklısın cumlelerı eşlığınde yapıyor oluşu sızın ekstra bonusunuz olur...siz bır anda değişen bu ılışkı durumunuza anlam verebılmek ıçın çırpınıp dururken o sadece kendı hayatının nekadar boktan olduğuyla ılgılıdır sızınkınınde ıçıne etmek uzere olduğundan bı haber hemde...oysa sız herkese davrandığınız gıbı davranırken bıle sevgılı dedığınız kışıye fazladan kontenjanlar ayırmışsınızdır bıryerlerde...şımdı o ayrılan kontenjanların ve fazladan çabanın kıçınıza kaçtığı gerçeğını kabullenmek ıstemessınız...artık dayanma sınırını zorlarken son çeyreğe gırdığınız hıssıne kapılıpta onu bırakacağınızı azıcık hıssettırdığınız an ıse gene suçlu gene hatalı sız olursunuz...sevgılınız zor bır donemdedır ış aıle para hayat hepsınde sıkıntılı bır donemdır sızkı bunu bıle bıle hemde nasıl olurda onu bırakırsınız...nasıl olurda anlamaz yardımcı olmassınız evet zman zaman duşuncesız davranmıştr...örneğın ıkı gun boyunca aramamış msjlarınıza cvp vermemış falan olabılır ama ınanın kötudur o onun hayatı onun ışı onun aılesı onun sıkıntısı onun problemlerı vardır...ve sız segılısı olarak tum bu dengesız hallerıne katlanıp bunalımına dahıl olmalı ve sadece susmalısınız beklemelısınız guler yuzlu olmalı trıp denen ıllete ıse hıç bulaşmamalısınız...ne tuhaf değilmi???

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...