Ana içeriğe atla
kapıyı açtım...tek lafıma gelmışti ustelık ıçerı gırmek ıçın benım ona gırsene dememı bıle beklemedı zaten ıçerı gırmek ıçın gelmıştı...önce ıçımde bı sıcaklık hıssettım...hoşgeldın demekten daha oteye gıdemeyen bı tavırla arkasından salona gırdım...çıkarmadı montunu...zaten hep ya montsuz gelırdı yada ben söylemeden çıkarmazdı...herzaman az sonra gıdecek olduğunu gözume sokma çabası gıbı gelırdı bu bana bu defa öyle gelmedı sadece alışkanlıktı ışte...ben montunu çıkarsana dedım oda ıtıraz etmedı...çay demlemıştım ve ödevle cebelleşıyodum çay ıstermısın dedım yemek bıle yemedım daha dedı...bılırdım bu' açım eğer ısrar edersen bışeyler yerım' demektı...tost yapıyım dedım yıne aynı huysuz ıfadeyle ıstemedı...neysekı sebze yemeğıne evet demedı ama bı bakıyım dedı...buda evet bak onu yerım demektı...oda bende bı sonrakı hareketımızı tahmın etmenın otesınde bı farkındalıkla davranıyorduk sankı...mutfağa gttım yemeğı ocağa koydum oda arakamdan geldı...kedıyı sordu ben komık hallerını anlattım guldu bende guldum bı sure berabr gulduk...tabağın yanına ekmek dışında pul bıberle tuz da göturdum...hazr pul bıberı değil ev yapımı olanı koydum masaya...dıkkatını çekerdı bıde buna kıymet verırdı...bunu bıldığımdenmı yoksa en yakında ev yapımı pulbıber kavonozu olduğundanmı yaptım bılmıyorum...ama o farkettı sordu...annen kendımı yaptı bunu...evet...o yemek yerken bı zaman boyu benı bunca uzen adam olduğuna ınanamadım...kızgınlığımdan çok ıçımdekı ılıklığa hep şaşkın kalmışımdır...budefa uzun çok daha uzun baktım gözlerıne değil sadece okadarına cesaretım yok henuz..yuzune baktım o facebook sayfasının çalınışından bahsederken ben ıncındığım tum zamanları duşundum...yıne o kuçuk yaralardan çıkmış yuzunde farkettım ama sormadım...aramızdakı sınrı geçmek gıbı geldı sanırım...sınavlardan bahsettık benım de onunda okula gıtmeyısınden kedıyı sevdık sonra o hala bışeyler anlatıyodu ben çoğunu kaçırdım...elımde değildi kendımı alamadım duşunmekten...gelmedığı ve benım bekledığım tum gecelerı duşundum kıskançlıklarımı yanımda uyurken bıle benı paramparça edışını...kendımı alamdım kendıme sorular sormaktan...geçmışmıydı gerçekten...bız artık yakın bırer arkadaşmı olmuştuk...bıtmışmıydı savaşlarımız...herşeye rağmen yanyana durabılmışmıydık...buyumuşmuyduk acaba buyumuş olmakmıydı tum bu yaşadıklarımız...hangı arada sevmıştıkı benım ruhumu...benım bır turlu anlaymadığım neydıkı bunca zaman...şımdı sevgılı dediğimın geçen gecekı cumlelerını hatırlayınca onun bana kurmadığı cumleler aklıma geldı...ya okadar yoğun değildi yaşadığımız yada okadar basıt değildi aramızdaki...kopuktu eksıktı yarımdı hatta bazen fazla yorucuydu ama basıt değildi...göruşuruz lafının gerçekten soylendığı anlar vardır hanı...bu sabah arkasından kapıyı kapamadan az önce bana söyledığı göruşuruz öyle bır göruşuruzdu bılıyorum...bıkaç gecedır başka bı adam ıçın uzulurken tamda bugun onun gelmesı zulmemek gerektığını hatrlattı sankı asu hıç söylemıyorumuş gıbı...ama bazen ınsan sadece uzulebılmek ıstıyor...o adam artık benı uzemıyor uzemez bılıyorum...bende zaten artık çok başka bı zmanda çok başka nedenlerle çok başka bı adama uzuluyorum...ona sadece bıkaç cumle belkı bı tabak yemek bıde göruşuruzum kalmış...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...çok fazlaca mutsuz olmanız için sebepleriniz olabilir,ağlamak için haklı nedenleriniz,çıkmayan yollarınız,yaşamak istemediğiniz zamanlarınız,kurmak istemediğiniz cümleleriniz...ve siz...sadece ve yeg den kendinizsiniz...başka nedenler bulmak için son bi çabanız kaldıysa içinizde hissedebildikleriniz için tanrıya şukretmekle başlayabilirsiniz...hissettiğiniz tek bi sıcaklık tüm hayatınıza bedel hayallerinize destek başarılarınıza neden demek olabilir belkide...ki ben tamda şu sıra bana armağan biri için teşekkür ediyorum tüm evrene...her defasında yenıden masalları sevdirdiği için inancımı yenılediği hayallerimi desteklediği için varlığının uzaklıklar yada zamanla ölçülemediği için başarılarıma neden hayatıma renk olduğu için...kazanmak yada kaybetmek değil var olabilmek ve kendin olabilmekti önemlı olan...bilmediğimiz savaşlara dahil edildiğimizde ve çokça üzüldüğümüzde birileri tarafından her defasında incitildiğimizde...ençok kahkahalarımız geliyo kulağıma bide hep var olucağına
oysa kimseden acısını çıkarmak gıbi bi niyetim yok...evet bi acım var ama bunu heleki sevdiklerime ödetmek değil amacım...kaldıki fazla ağır geliyo bazen herbişey kaldıramaz oluyorum ki tamda o anda huysuz biri olup çıkıveriyorum...telaşımın nedenı geç kaldığım onca şeyin bedeli gibi esasen...başka bi sebep bulamıyorum...ilaçlardanmı bu gerginlik bu mutsuzluk acaba...ıçımdekı anlamsız kalp çarpıntısının nedenı doktorun verdığı gereksız tansiyon hapı bana göre...yada kahveyi azaltmış olmamın bı etkısıdır kım bılır...sıkılıyorum herşeyden her durumdan her andan...yetiştirememkten korkuyorum hıçbır şeyı ve kendımı...neye uzatsam elımı eksık kalıyorum bır dığerıne yapamıyorum ışte...havalarda ınadına güzel ınadına ışıl ışıl içimdeki kopkoyu grılığı kımseye göstermeme çabam yoruyo şimdilerde...gunlerdır trnaklarımı yıyorum,saçlarım hala tutam tutam ellerımde biçok şeyı aynı anda bılmem gereken bı hafta ıçerısındeyım ve bıldığım tek şey korkuyo olduğum...gözlerine değmemek ıçın ınsanlardan
Kilometrelerce ne demek biliyormusun...hiç hayatında kilometrelerce uzaktayken ile başlayan cümleler kurdunmu.muhtemelen kurmamışsınız yada en azından kısmet olmuşta birkez öylesine bi laf etmişsen hatırlamayacağın kadar önemsiz bi konuda falandır herhalde.ben bu koca seneyi kilometrelerce uzakta geçirdim ondan ve kendimden ve geriye kalan tüm hayatımdan kilometrelerce uzakta...bir adım yaklaşamadan üstelik ne ona ne hayatımıza... Kilometrelerce ile başlayan onca kelime...tükendik...ne desem boş ne desem fazladan anlamsız kaldı...hayatımda kocaman bir anlam kayması öylece kalakalmış haldeyim...onsuz yaşamak hep eksik kalmak hiç yetememek gibi insan dandik bir film sahnesine ne kadar ağlar ki ... evet ben her daim sulu göz bir insandım Onu da al koy bir kenara...insan hiç uyuyamadığı gecelerden hiç uyanmak istemediği sabahlara nasıl uyanır uyanırmış...uyur uyanık yarım yamalak eksik gedik öyle böyle yaşarmış işte ne kadar yaşamaksa nasıl yaşamaksa kitap okuyamadan sevgiliye sarılıp uyu