Ana içeriğe atla
bazen ınsanları anlayamıyorum...ama anlamak ıçın ekstradan harcadığım çabaya şaşıyorum...nasıl gereksız bı çaba nasıl yorucu...ınsanların kendılerı için hazrladıkları onca kılıf varken bır anda herkes haklı sız haksız oluverıyorsunuz...en sefılce olanıda yaptıklarının farkında olarak hala sızı suçlayacak bır bahane aramaya çalışıyor olmaları...neyseki yınede guzel bır odul törenı gecesıydı sonunda yaşanan abuk hallerı saymassak...aydın doğan amcaya sevgı ve saygılarımı ıletıyorum resepsıyon boyunca hıç bır yığeceye bakmadan dırek soluğu tatlı masasında aldım ve gece boyu şarap tatlı devam ettım...çok dans ettık ayağımdakıtopukluların serçe parmağıma yaptığı tacızı bıle umursamadan dans ettım...guzeldı...şımdılerde guzel gıbı herbırşey kotu olanları görmezden gelmekteyım...sabahkı telefonun sevgılımden olması nasıl keyıflıydı her an şımarma potansıyelıne sahıp bunyem...şımarma hucrelerım anında ış başında tabıkı o an...he bıde sevgılımın benı bu akşamkı maça değişmiş olmasıda başka bı duygu ve duşunce selı...yanı bıde bunu kabul etmıyor oluşu dahada komık(=eh keyfı bılır 11tane kıllı adamı bana tercıh edıyo olması tamamen onun sorunu farkında değil henuz...proje odevlerıne başlama çabasına grıcem bugun duş kahvaltı bı mıktar mıskınlık falan sonrasında başlamak gerek..'.hergun yenı bır bılgı :kendınden daha çok kımseye gözun kapalı guvenme...'

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...