Ana içeriğe atla
evet evet o köpüren şeyden istiyorum neydi adı hödö hödö yok dııl ay duyamıyorumda şey işte ya köpürüyo azına burnuna giriyo ya hanı içerken nerenle içtiğini anlayamadığın ıçkıden...evet 2tane lütfen...çok eğlendim...okadar yorgundum ki.butun bır cumartesımı ofıste montaj odasında geçen gece izlediğim 7si hulya avşara ait 10u cahide sonkuya ait toplamda 17 fılmın seçtiğim sahnelerini kesmekle geçirdim sonrasındaki kart bunalımı  mac ayrıcalığı kamereman hatası falanla geçen saatler...ve nıhayet canımcımıda yaklaşık 1saat bekledıkten sonra küçük beyoğlu ve ıkı hatun hönunünüü lerimizi içişimiz...nedense erkek milletini görsel anlamda en cezbeden şeylerden biride gece kızkıza çıkıp shut atan acıkta keyıfli hatun modeli sanırım yanı orda bizim yaptığımız o seremonik shut olayını yapan bı ton ınsan varken bızım masanın özel ılgı görmesı tamamen başka şey düşünememem neden oluyo.aylak aylak takıldığımız bır taksım gecesınde cıdden normalden daha guzel ayrıldık ...eve geldığımde yerden 3santim yukardayım sanıyordum hala...uyumak çokdaha bı anlam kazanıyo böyle zmanlarda...en nıhayetınde boş olan pazarımıda ferhata armağan edıp dedık gıdelım yemek yıyelım...duramadık yıne tutuk fal baktırmaya gıttık...şu falcılar benım moralımı fecı duzeltıyo...burdan seslenıyorum 16gun ıçerısınde hayatıma gırıcek yakışıklı atletık genç dınamık seksi arkadaşım sen lutfen son çeyreğe kalma 16gun ıçerısındeyse mesela 2.gun ben musaıtım hem bırbırımızı erkenden tanımakta fayda var dıye duşunuyorum...bunun dışındakı para ve ış konularına değinmeye gerek duymuyorum onlarda gayet başarılı cumlelerle şahsıma ıletıldı...he bıde 30umda evlencekmışım dedım şukela ben daha ne ısterım...fazlaca yoğun bır montaj haftası herkeslere hayırlı olsun şımdıden...hayat bırazdaha yormadan devam etsek...tamm artık kabul edıyorum var benım  bunyemde bı arıza ama sızde bunu bıle bıle gelıyorsunuz uzerıme...haklı olduğumu bılmek senın haksızlığını etkılemedığı surece benım hıç bı ışıme yaramıyo ınan...bı erkek kaybetmek ıstemedığı halde konuşmaktan daha fazla bışey yapamıyorsa eğer...benım sonrasında yapıcak hıç bırşeyım olamaz...herşey yeterınce karmaşıkken keşke tek derdım ayakkabımın altına yapışan sakız olsaydı...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...