Ana içeriğe atla
metrodaki yakışıklı ötesi çocuk keşke dedim telefonun hiç çalmasaydıda ben o bed sesını duyup hayallerımın galatkulesınden atlayışına şahit olmasaydım ve sen hayatımın erkeği olarak kalsaydın sonsuza kadar...esasen istanbulun en çok sevdığım yanı bukadar çok insanı aynı anda şuursuz zamanlarında görme şansımın olması...koşturan oturan telaşlı sakın dans eden öpüşen yemek yıyen nebılıyım ışte ınsan evladı gun boyu ne yapabılırse onları yapan ve bı çok şeyın farkında bıle olmayan ınsanları oturup izlemek çok keyıf verıcı sanırım şu sıra...istanbulda olmaya nekadar alıştım bılmıyorum ama sokakta kalmaktan kurtulmuş olmanın buyuk hazzını yaşıyorum ıkı gundur...kaldığım yurdun öğrencılerı gelınce benı şutlamış olmaları ve asuşumun özguncunun benı kabul edip benımde özguncuğum olması falan çok sevındırıcı durumlar hayatımızda gerçekleşen...iki gundur beşıktaşta kalıorum bundan sonrakı 1haftalık yaşama çabamı burda devam ettırıcem özgun ve ev arkadaşının bukadar şirin olmaları bı çok şeyı super kolay hale getırıyo benım ıçın...ıkı gundur ızınlıyım çekımın ıptal edılmesı fecı ışıme geldı...ama bılıyorumkı salı çarşamba yapılcak çekımlerın montajının perşembe sabahına yetışıcek olması bu yayıldığım zmanların acısını çıkarıcak fecı şekılde...olsunvarsın mutlumuyuz...evet...şu sıra daha fazlasını ıstemıyorum bunyem adına...kaldıkı iş ve hayat anlamındakı abuk belırsızlığım devam etmekte...iyi olucağına ınanmak ıstıyorum falcı ablanın kurduğu hercumleyı uzerıme gıyınmış durumdayım...azını öpiyim zeliş dedım içimden ne ıstıyosam söyluyosun ...belkıde ınsanların falcılara verdığı paranın piskologlara verdığınden daha az meblada olması onların bukadar talep görmesının baş nedenıdır dıye duşunuyorum çogukez...daha ben azımı bıle açmadan kısenın duymaktan gocunmıcağı çağımızın en buyuk ıhtıyacı para sonrasındakı aşk ve sağlık konularındakı 5yıldızlı falım ınanın yeterınce kıçıın kalkmasına neden oldu...çok para kazanıcaksın bıdaha hıç ölum döşegıne gelmıceksın azraılle karşılaşman çok sonra dedı...aşka acele etme ocağa daha var nasılsa 2012ye sevdıceğimle gırıcekmışım....şu anda tanıyıp tanımadığımı bıle bilmediğim pek sevgili   sevdiceğimin  2012de  benimle olacağını bilmek    ne muthıs tanrım şımdıden kırmızı donmu bakmalı...ölmedığım surece soru yok aşk için acelem yokda nerdeyse gelse fena etmez benım sonkullanma tarıhım geçmek uzere bunların dışında şu anda en önemlı şey sanırım para...hayatımın ne yönde devam edıceğinı belırlıcek en buyuk guc...alper canıgüz abıyı bukadar çok sevmemıştım ılk okuduğumda sanırım şuursuz bı anıma denk gelmış burdan çok özur dılıyorum bizzat            şhsından...eşeklık etmışım affet...kıtaptakı mekan kışı ve objelerle aramdakı bazı paralelıkler belkıde bukadar keyıflı kıldı okuma surecımı bılemıyorum ...studyonun olduğu apartmanda takılan ve asansör kullanabılen manyak kedıyle kıtaptakı şirket sahıbı kedı arasındakı tek fark bırının sıyah dıyerının sarı olmasıydı sanırım...kaldıkı peyoteye 1yıl sonra yenıden gıtme ıstegının bunyemde nuksetmesıne sebep yıne alper canıguzdur...sezyumun olduğu sayfalarda pcmın sol ust kutucuğunda sezyumun   blogunun    kayıtlı hazr ve nazır bulduğumda da baya bı şaşırmıştım...hayat biyerinden yakaladımda ne tarafa çekıcem onu bılemıyorum az bekle ...(=

Yorumlar

chtrtm dedi ki…
Beyazlamışız, bir tavsiye fontları griden siyaha kaydırırsan daha rahat okunur. Özellikle kuşlar üzerine gelen kelimeler okumuyor :)
canephora dedi ki…
evet bir miktar beyazladık tamamen içsıkıntısının verdiği çıkışı bulamamış sinema izleyicisi modunda seçilen bir renk...tavsiyeniz üzre cümlelerimiz artık siyah...(=

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...