Ana içeriğe atla
her zmankınden daha bı hızlı akıyoken zaman bazen gözlerımı kapayıp sadece sayı saymak ıstıyorum...eylulun bu sefer başka bı telaşı var sankı...şımdı kocaman bı belırsızlık herşey öğle yameklerı bıle belırsız kaldıkı dun sabahkı sımıtın uzerıne tek lokma yememış olmam sadece kocaman bı mıde bulantısı...bazen hıç bışı yapamıcakmısım gıbı gelıyo bu koşturmanın ıçınde...bazense herşeyı yapabılırmışım gıbı...şımdı böyle karman çormanım ya dönesım vargıbı...kararvermemek ıçın uğraşıyorum hayat ne derse o olsun ıstıyorum...yıllar sonra bı yurt odasında hergun bı yığın ınsanlar muhattap olmak ne sınır bozucu...neden ınsanlar bırbırını rahat bırakmaz ki...işten donduğum gece yarıları kapıdakı kadın topluluğuna cumle kurmak ıstemıyorum...bazen yorgunluktan uyumak bıle ıstemıyorum...şımdı herşey hızlı yetışemıyorum herşey boşlukta tutamıyorum duşunemıyorum...sadece benım hayatımın çok sevdığım ınsanları kırmasına ızınvermek ıstemıyorum...yınemı acele edıyorum dedım gecen gece kendıme...hanı hep buyumek ıçın acele eden ben sonrasında nasıl özlemıştım bu arada kaçırdığım şeylerı...sonra dıyorum kı ya geç kalıyosamda farkında bıle değilsem...hayatımda ılk kez bı adam bana bencılsın dedı hatta öyle bencılsınkı dunya etrafında dönuyo sankı...okadar sınırlendımkı...ben...bencıl...bı an dedım gerçekten olabılırmıyım...ama nasıl anlatayım ben ona şımdı yanlış cumlelerının bana deydığını ruhu hıç dokunamamışken yaptığı tahmınlerın çok uzağımda kaldığını...vardır elbet bır acısı dedım sonra o anda en yakın benımdırde canı acıtmak ıstemıştır olsun varsın...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...