Ana içeriğe atla
...herşey öyle çabuk oluveriyor ki şu sıra algılayamıyorum bile...sadece yaşıyorum duşunemıyorum bıle...tatılın son gunu gelen telefon ne çok şeyı değiştrdi birden...sabah uyandığımda yönetmen yardımcısı oluvermıştım...anlayamadım...tatil çok keyifli geçti son gun dayanamadık uzattık ıyıkıde uzatmışız hayatımın en nazık adamıyla tanıştım sanırım 2.gece ki saçmalamalarımızı saymassak çokca hoştu beraber vakıt geçırmek...neyseki trıbal enfeksiyonumuz uzun surmedı...bu kadar keyıflıyken gelen telefonla aynı gun ıçerısınde 3şehır değiştrmek ve yıne bu saatler içerisinde iş görüşmesine yetişmek ve işe girmek...evsız barksız bır haldeyım kocca ıstanbulda arada yutulcakmışım gıbı hıssetsemde içimde biryerlerde herşey çok guzel olucak merak etme dıyen bırılerı var sankı...ıyı hıssedıyorum ufak tefek şeylerın dışında duşunmuyorum...bılıyorum ki yapamıcağımı duşunduğum herbirşey çokda guzel olucak herzamankınden...ruhum huzurlu sanırım bı mıktar helekı asuşumda gelıverse yanı başıma ne hoş olmazmıydı...beklemekteyız daha guzel zamanlar için şimdilik...yenı başladı herşey...içimizi acıtan şeyleri unutmak ıçın en ıyı fırsatı yakalamışken kullanmamak haksızlık olur gıbı...bırı nezaman benı sevmeye çalışsa sakıza basmışım gıbı hıssedıyorum yapış yapış bı korku içimde ölece saçmalıyorum olduğum yerde...hanı hep acıtılmışken sevılebılme ıhtımalı sarsıyo hucrelerımı mıdem bulanıyo...ve tum bunlar geçtığınde esas kocaman bı boşluk kalıyo ıçımde...uyuyorum...bişey eksık sende dedı...sustum...hiç sevılmemışsın sen...ne dıyebılırdımkı...bilmem belkıde dedım...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...