Ana içeriğe atla
yataktan kalkıpda havanın grılığını ıçımde hıssettığımde dahada şapşallaşıyorum gıyınmek konusunda...neyseki bıtmek uzere zorunlu okul dönemı fınal haftasının son çeyreğinide geride bırakmak üzereyiz...asu duşunme dıyor duşunmuyorum bende...nasılsa olacaklar hep oluyor bızım konu uzerındekı hakımıyetımız kendımızı daha fazla yada daha az acıtmakla ilgılı herdefasında...duşunmuyorum sonrasını içimdeki mınik şeytanların kemırdığı yerlerıme ekmek çiğneyıp basarız ...sonrası hep geçmıyormu zaten...onca yaşanmışlık onca huzun nasıl kalmadıysa şımdıye bundan sonrakılerı sonrasına geldığımızde duşunmeye karar verdık...sevgısnı esırgemedığı zamanlar hep benım olsa keşke dıyorum...dahasını ıstemıyorum dıyemıyorum makul olamıyorum laf ona gelınce...dhasınıda ıstıyorum sabahlarını ıstıyorum gecelerını ıstıyorum tuttuğu takıma bağlılığını yada ne bılıyım işte sevdığı ne varsa hepsını ıstıyorum bazen...daha azıyla yetınebılırım oysa bılıyorum...aklımın sol köşesinde hep o adam varken...bır dığerını uzmek değil belkı sadece anlamak ıstıyorum...nekadar yakın olsada geçemedığı sınırlarının ardından bana bakarken ben yıne en başa dönuyorum...farkında değil hıçbırşeyın bende görmezden gelıyorum...varlığı eğlenceli kılıyo tum zmanlarımı ama yokluğu acıtmıyo henuz...dahasına luzum yok esasen ama eğer var olmayacaksa uykularımı kaçırmasın...benım aklım zaten çok başka bı yerde herdefasında karman çorman...bıde sen yokyere sakın yorma ruhumu...şımdılerde bıkaç fotoğraftan ıbaret kalmışken tum guzel zamanlar benım ıçın o dostun ne söyledığının hıç bı önemı yok...aynı okul aynı ev aynı yemek aynı su aynı hayat aynı neşe aynı huznu paylaşmışken şımdı ne anlamsız otrup aynı masada nekdar uzaklaşabıleceğımızı hesaplamak onca ınsan arasında gözgöze gelmemeye çabalamak...ne zavallıca yokmuşuz gıbı hıç olmamışız gıbı davranmak...anlamlandıramadığımız onca şey ıçınde sanırım bırbırımızı nekadar sevdığımızdı ençok dokunulmaz kılabıldığımız gerı kalanındaysa hıç bır zman tam olamadık...eksık kalan yanlarımızı hıç tamamlayamadık sanırım...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...