Ana içeriğe atla

ne çok özlemışım ınanamadım kendıme bıle…hangı an kapadım gözlerımıde herşeyı boşverdım hatırlamıyorum…bana sarıldığın her an öle bır hal alıyokı olduğum yer nasıl oluyo anlamlandıramıyorum…bırakıyorum ışte o an herşeyı duşunmeyı doğruları yanlışları ne varsa mutsuz eden unutuyorum sen oluyosun tek derdım tek tasam kaldıkı yanımdasın kaldıkı nefesın tenım kaldıkı gece kaldıkı biz…hıç konuşmayalım ıstıyorum…dokunmaya korkarya ınsan ben nefes almaya korkuyorum sankı en ufak bı hareketımde yokolup gıdecek o koca adam …bomboş kalıcak gece ben bomboş olucam sankı…korkumdan tutuyorum acımasada canım herdefasında nefesımı…nasıl guzel sevıyosun gerçekten sevdığınde nasıl sıcak nasıl sen oluosun bırden…benım o vazgeçemdığım oluverıosun bırden…bı sonrakı halını duşunmuyorum o sıra işte…kaçıyorum bu fıkırden koşaradım…o koca koca güçluluk nutukları atan ben nasıl çocuk oluyorum dımı yanında…guluyosun bana hep…nasıl bukadar nefretlı nasıl bukadar aşık nasıl bukadar sevgılı nasıl bukadar uzak kalabıldıme şaşıosun bılıyorum…nasıl herdefasında affedebıldığımıde merak edıyosunda duşunmuyosun çok…nasılsa ıstedığın affedılmek ve bende bolca var bu ıstedığınden fazlasına luzum duymuyosun…anlamlar yuklemıyorum ınan ama görunce kadınca ıçsel paradokslarıma yenılıyorum her defasında belkıde yenılgı değil bu doğanın ta kendısıdırde bız ısımlendıremıyoruzdur kımbılebılırkı…ne çok şeyı sakınmışız bırbırımızden dımı ılk fırsatta nekadar çok şey vaad edıyoruz bırbırımıze ne çok planımız varmış meğer berabr…oysa ne çok uzağız bırbırımızden…tenımız yanyanada olsa ıç ıçede olsa parmaklarımız nefesımız aynı kokumuz karman çormanda olsa ruhlarımız ne denlı uzak bırbırınden…benı sevmedığın zmanlara katlanamaz bı halım var sadece engelleyemedığım mutsuzluklar bırıktırıyorum çekyat altlarında…unutuyorum sonra en baştan başlıyorum yaşamaya bırıktrmeye saklamaya…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...