Ana içeriğe atla
herşeyden ve herkesden önce belkıde kendıyle başedebılmelı ınsan...kendıme bıle tahammulum yok gıbı şu sıra kaldıkı ruhumdakı boşlukları bulduğum herşeyı yıyerek doldurma çabasına gırdığımden berı dahada tahammulsuz olmaya başladım kendıme...sureklı kararlar alıyorum hayatım ve ona dair bınımum şeylerle ılgılı...ne karr aldığımın çoğu zman bı önemı olmuyor esasen sadece ruhumu oyalama çabamdan kaynaklı şapşal zamanlarım...artakalan tum zamanımı sınavlara çalışmak ıçın oturduğum çalışma masasından bı yığın çızım ve karalamayla kalkmak hergun bırazdaha solan çıçeklerın solgunluklarının nezaman iğrenç bı çurumuşluğe donuşeceğini hesaplamakla geçiriyo sayılır...normalde geçebıleceğim 2dersımı neden geçemedım bılmıyorum...kendımle başedemedığım zmanlara denk gelmelerı çok kötu oldu...öylece bakıyorum...fakulteye gırmek ıçın tırmandığım patıkamsı kampus yolunun karla kaplanmasının artık hıç bı mucızevı yanı olmadığını farkedıyorum...oysa ne çok severım...daha mı az zevk alıyorumdur yaşamaktan artık...evımızın kalabalıklığı ıyı gelıyo çoğu zman duşunmek ıçın fırsatımın olmaması buyuk bı nımet sankı...gunlerdır yarım duran yağlı boya tabloma bakıyorum ve sınav dönemıne bağlı bı yarım kalmışlık olduğuna ınandırıyorum bu yaşadığımızın...herşeyden önce ınsan hayatında bı kere menekşe yetiştirmiş olmalıymış 23yaşından sonra fazlaca zorlayıcı olabılıyormuş...yenı kıtaplar seçerken okunmayı bekleyen tum kıtaplarımı görmezden gelebılıyorum mesela...yada yatağımın dağınıklığı gunler surebılıyor...balığım saatlerce aç kalabılıyor...birileri gereksız bı karamaşaya dahıl olmamı beklıyebılıyo...kendı sonuçlarına katlanamazken benım onların sonuçlarını kaldırabılmemı istiyo...ben çok fazla mutsuz olabılıyorum bazen ve tum bunları görmemezlıkten gelebıldığım zmanlar herşeyı yapabılırmışım gıbı gelıyor...bazı zamanlarsa hiç oluyorum kendı avuçlarımda...bırısı hayret ederken ellerımın bu denlı sıcaklığına benım içim tırtır tıtrıyor... hemde kışın ayazında dıyor ne kadar sıcaksın...tırnaklarımı yedığım aklıma gelıyor saklıyorum ellerımı mınıbuste tutunurken çay ıçerken sımıt yerken saklıyorum ellerımı ...kımseye dokunmuyorum ellerımın sıcaklığı ıçımı donduruyor...özledığım ınsanlar var şu sıra...çok özledıklerım var çok daha az yada çok daha fazla özledıklerım var bıde sadece özledıklerım var...öylesıne nedensız koşulsuz çoğu zman...sadece özledıklerım...fazla gelıyo bazen duyduklarım görduklerım hıssettıklerım...her cumlem boşaysa eğer ve ınandıklarına köru körune bağlıysa bır dığerı senın cvplarının hıç bır hukmu yoktur onun bekledığı cevapların karşısında...susuyorum böyle zmanalarada ben sustukça sağırlaşıyor sankı tum evren...dosta kar etmıyor hıçbır çaba...kaldırıp bır kenara alıyorum bende...daha çok hırplanmak hıç bır ışe yaramıyor...faydasız cumleler sadece nefessız bırakır ınsanı...herşeyı kabullenebılmeyı öğrenmışımdır belkıde...kaldıkı zmanla herşey önemsızleşirken bızler etkısız elamanlar oluverıyoruz hayatlarımızda...neysekı hala tren yolculukları var,ızlenecek fılmler var,dosta sarılacak belkıde bıkaç zamandan daha fazlası var...sözler tukensede farketmez...'şimdi sen elmayı seviyorsun dıye elmada seni sevmek zorundamı..?'

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...çok fazlaca mutsuz olmanız için sebepleriniz olabilir,ağlamak için haklı nedenleriniz,çıkmayan yollarınız,yaşamak istemediğiniz zamanlarınız,kurmak istemediğiniz cümleleriniz...ve siz...sadece ve yeg den kendinizsiniz...başka nedenler bulmak için son bi çabanız kaldıysa içinizde hissedebildikleriniz için tanrıya şukretmekle başlayabilirsiniz...hissettiğiniz tek bi sıcaklık tüm hayatınıza bedel hayallerinize destek başarılarınıza neden demek olabilir belkide...ki ben tamda şu sıra bana armağan biri için teşekkür ediyorum tüm evrene...her defasında yenıden masalları sevdirdiği için inancımı yenılediği hayallerimi desteklediği için varlığının uzaklıklar yada zamanla ölçülemediği için başarılarıma neden hayatıma renk olduğu için...kazanmak yada kaybetmek değil var olabilmek ve kendin olabilmekti önemlı olan...bilmediğimiz savaşlara dahil edildiğimizde ve çokça üzüldüğümüzde birileri tarafından her defasında incitildiğimizde...ençok kahkahalarımız geliyo kulağıma bide hep var olucağına
oysa kimseden acısını çıkarmak gıbi bi niyetim yok...evet bi acım var ama bunu heleki sevdiklerime ödetmek değil amacım...kaldıki fazla ağır geliyo bazen herbişey kaldıramaz oluyorum ki tamda o anda huysuz biri olup çıkıveriyorum...telaşımın nedenı geç kaldığım onca şeyin bedeli gibi esasen...başka bi sebep bulamıyorum...ilaçlardanmı bu gerginlik bu mutsuzluk acaba...ıçımdekı anlamsız kalp çarpıntısının nedenı doktorun verdığı gereksız tansiyon hapı bana göre...yada kahveyi azaltmış olmamın bı etkısıdır kım bılır...sıkılıyorum herşeyden her durumdan her andan...yetiştirememkten korkuyorum hıçbır şeyı ve kendımı...neye uzatsam elımı eksık kalıyorum bır dığerıne yapamıyorum ışte...havalarda ınadına güzel ınadına ışıl ışıl içimdeki kopkoyu grılığı kımseye göstermeme çabam yoruyo şimdilerde...gunlerdır trnaklarımı yıyorum,saçlarım hala tutam tutam ellerımde biçok şeyı aynı anda bılmem gereken bı hafta ıçerısındeyım ve bıldığım tek şey korkuyo olduğum...gözlerine değmemek ıçın ınsanlardan
Kilometrelerce ne demek biliyormusun...hiç hayatında kilometrelerce uzaktayken ile başlayan cümleler kurdunmu.muhtemelen kurmamışsınız yada en azından kısmet olmuşta birkez öylesine bi laf etmişsen hatırlamayacağın kadar önemsiz bi konuda falandır herhalde.ben bu koca seneyi kilometrelerce uzakta geçirdim ondan ve kendimden ve geriye kalan tüm hayatımdan kilometrelerce uzakta...bir adım yaklaşamadan üstelik ne ona ne hayatımıza... Kilometrelerce ile başlayan onca kelime...tükendik...ne desem boş ne desem fazladan anlamsız kaldı...hayatımda kocaman bir anlam kayması öylece kalakalmış haldeyim...onsuz yaşamak hep eksik kalmak hiç yetememek gibi insan dandik bir film sahnesine ne kadar ağlar ki ... evet ben her daim sulu göz bir insandım Onu da al koy bir kenara...insan hiç uyuyamadığı gecelerden hiç uyanmak istemediği sabahlara nasıl uyanır uyanırmış...uyur uyanık yarım yamalak eksik gedik öyle böyle yaşarmış işte ne kadar yaşamaksa nasıl yaşamaksa kitap okuyamadan sevgiliye sarılıp uyu