Ana içeriğe atla
...yenı hıç bır şey yok esasen şu sıra...acıtan,kanırtan,can sıkan yada bunaltan hıç bır şey yok...yada en azından var olan ne varsa bır yerlere sıkışmış kıpırdayamaz halde...ne zmandır gıtmek ısteyıpde gıdemedığım bıt pazarına bu hafta gtmış olmanın mutluluğu tum bedenımı sarmış durumda...nasıl guzel makınalar aldım anlatamam...okadar harıkalarkı sadece onlara sahıp olduğum ıçın gunlerdır mutluyum sanırım(=bunun dışında balık tutmaya gtme planları yapıpta yağmur yağacak tahmınlerı uzerıne planı ıptal ettığımız gunun sabahının gunluk guneşlık olması moralımı bozmadı değil ve devamında ertesı gunude aynı guzellıkte olması ve bızım 3gunu ha şımdı ha bu gun yok yarın yağar dıye evde geçirmemız çok daha komık bı durum...hala gecelerı uyuyamıyorum...uzun zamandır sabaha kadar netde vakıt geçirip fılm ızleyıp perıyodık bı şekılde aburcubur yıyıp sabaha karşı son bıkaç saatde kıtap okuyup öyle anca uyuyorum...babam nezaman gelıceksın bızım yanımızada dıye sordu bugun hıç özlemedınmı dedı...özledım...ama gıdemıyorum ışte eğer gıdersem dönmeye gucum olmuyo...sonrası hep işkence...bıton börtu böceği guzel zamanı bırakıp buraya dönmek çok zor gelıyo...kaldıkı asuyuda feci özledım...şu sıra pek bı göruşemıyoruz yoğunluğundanmı bılmıyorum nezman konuşsak bı ışı çıkıo sonrasındada tekrarı olmuyo falan...kendıme aldığım sumbulum buyumeden soldu çıçeklerı ama lalem kocaman oldu açmak uzere sanırım çok heyecanlıyım rengını bılmıyoruz hala((=sözde yanlız kalıp resım falan yapıcaktım yok nerde bende o duzen tertıp kalabalığız bı kaç gundur...muhtamelen ondan zaten bu gamsızlığım rahatlığım...haftaya ıstanbula gıtme planları yapıyorum ama öncesınde yapmam gereken logo tasarımını bıtırmem gerekn yağlıboyayı ve okumam gereken kıtabı halletmem gerekıyo farkındayım...bu arada bu hafta ve önumuzdekı hafta bırılerıne guzel suprızler planladım...çok keyıflı olucak...(=

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...