odamdakı saatlerin durmuş olduğunu fark ettığımde gece çoktan yarılamıştı kendını...bense şaşıyordum sana dair yanlarımın fazlalığına...şimdi başka birine ait olduğundanmıdır bılmıyorum tum bu ayrıntılara takıntım benım...saat 3buçukmu dıye sormuştun bılmem demıştım esasen saat 5 olmuştu çoktan...ve bugun farkettim...benım odamda saatler hala 3 buçuk...oysa zamana dokunabılsekte tutamamıştık hiç bi an...birbirimizi eksilttiğimizin farkına varmayışımız yada en azından görmezden gelişimizle doru bi orantı kurmuştuk tüm saatlerle...ben şimdi eksik olan ne varsa ne kalmışsa tek tek çıkarıp yaşar gıbıyım...
neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
Yorumlar