Ana içeriğe atla
...hani birden durursun cumlenın tam ortasında...durursun çunku nereye varıcanı bılemezsın çunku, unutmuşsundur...hanı anlatrken bırden ne söylıyeceğini unutursunda uçsuz bucaksız bır yer gelır oturur gözlerının önune aklının köşesıne...yorulmuşsundur birazda ,esasen soluklanmaya ıhtıyaç duyduğun anlardandır...oysa başka bi çeşidiydi soluksuz kalışlarının...başka bişeyin sususluğu buseferki...-di li geçmiş zamanlara takılıp kalışının nedenı bu denlı susuzluğun belkıde...sessizliklerinden renklı ruyalar yaratırsın gecelerıne...bir başkasına hedıye edılmek uzere rafa kaldırılmış hedıye paketlerı gıbı hayallerını kaldırırsın hedıye edılmek uzerıne bır dığerine...zamanı değildir belkıde...yada hiç gelmeyecek bir zmanı beklemenın anlamsızlığı...yada geç kalınmış bir an...dılının ucuna kadar gelıpde unuttuğun neydı hatırla...yorulmuşsun oysa...soluklanmak gerek...belkı hercayı bır menekşe bu denlı heycanlanmana sebep yada her defasında o film bu huznunun nedenı nıye olmasın kı belkıde sadece yorulmuşsundur...hani birden unutursun ya ne dıyeceğini....aslında sadece ne dıyeceğini bilemezsın bır turlu...hanı şimdi birşey desen ya fazla gecek ya eksık kalacak bir turlu tamam olmayacak gibi gelır...hanı bırden sessızleşirya buyuk kentler...susamışsındır belkıde sadece...yada onun susadığını farketmışsındır...kalkıp bır bardak su getırmek kadar gerçek bı sonrakı gun masanın uzerındekı bardağa bakmama çabası kadar yorucu...belkıde sadece özlemışsındır...hanı ağzından çıkan kelımelerı tanıyamayacak kadar şuursuzca cumleler kurarken duymassın ya kendı sesını bıle...sadece duymak ıstemessın...pişmanlık ağır gelır ruhuna...sadece uyumak ıstersın...hele bıde mevsım çoktan kışı yarılamışsa bıde hava fazladan soğuksa geceyse heleki ve masandakı çıçekler solalı bikaç gun olmuşsa odandakı saat hala 3.30u gösterıyorsa...sadece uyumak ıstersın...belkide sadece yorulmuşsundur susamışsındır...özlemışsindir...yada sadece uyuyabılmek ıstemışssındır...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
Kilometrelerce ne demek biliyormusun...hiç hayatında kilometrelerce uzaktayken ile başlayan cümleler kurdunmu.muhtemelen kurmamışsınız yada en azından kısmet olmuşta birkez öylesine bi laf etmişsen hatırlamayacağın kadar önemsiz bi konuda falandır herhalde.ben bu koca seneyi kilometrelerce uzakta geçirdim ondan ve kendimden ve geriye kalan tüm hayatımdan kilometrelerce uzakta...bir adım yaklaşamadan üstelik ne ona ne hayatımıza... Kilometrelerce ile başlayan onca kelime...tükendik...ne desem boş ne desem fazladan anlamsız kaldı...hayatımda kocaman bir anlam kayması öylece kalakalmış haldeyim...onsuz yaşamak hep eksik kalmak hiç yetememek gibi insan dandik bir film sahnesine ne kadar ağlar ki ... evet ben her daim sulu göz bir insandım Onu da al koy bir kenara...insan hiç uyuyamadığı gecelerden hiç uyanmak istemediği sabahlara nasıl uyanır uyanırmış...uyur uyanık yarım yamalak eksik gedik öyle böyle yaşarmış işte ne kadar yaşamaksa nasıl yaşamaksa kitap okuyamadan sevgiliye sarılıp uyu...
...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...