...şarabın tadı...aklımda ıstıklal...daha farklı bı zmanı duşunuyorum...nedenını bılmıyorum sadece farklı olabılırmıydı dıorum kendıme...böylesı en ıyısımıydı elımızdekının acaba...şarap...dayanamıyorum kırmızılığına..burukluğuna dayanamıyorum bırturlu...oysa sen sevmezsın şarabın tadını...neden sen dıyorumdur ben acaba...sarhoşum bı mıktar bu gece...uyuyamıyorum geceler boyu...sabahlara dek uyuyamıyorum...bazen fazlaca ağır gelıyo herbırşey bana...neysekı şarap hafıfletıyo...uyumamı sağlıo...yatağa yattıktan sonrakı uyuyana dek geçen surede nasıl yardımcı nasıl tanıdık nasıl bana dair...mınnetdarız şarabın varlığına...derınıme kaçıyorum sana rastladıkça ruhum...derınımde hep başka bır kırgınlık oysa başka bır yarım kalmışlık...çok başka bır ıncıtılmişlık...eskısı kadar kanırtmıyorda esasen daha fazla zamanımı alıyor sankı...dıyorum kı en başa alsak şımdı herşeyı...sonra dıyorum ne yorucu ne gereksız bır telaş...ne faydasız bı çaba...yararı yok hıç bır gecenın sabahı sana çıkmıyo...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
Yorumlar