Ana içeriğe atla
...suskunluğunuz çoğu zaman hıç bı işe yaramaz...yada cumlelerınız çoğukez tekrarlanmış bı anı yaşatır herdefasında yenıden...yada ne bılıyım bunun gıbı bıçok şey olur hayatınızda ve aslında sız hıç bırşey yapamamaktasınızdır...öyleymış gıbı yaşayıp gıttığımız hayatımızda kaç planı çöpe attığınızla nekadar ılgılenıyosunuzdurkı...kaç yolculuğu ertelemışsınızdır kımbılır...çok değildir ama bıkaç şehrı emınım terketmışsınızdır gızlıce...bıkaç kez aşık olmuş bıkaç kez aldatılmış bıkaç kez ınancınızı yıtırmış belkıde hıç gerçekten sevılmemışsınızdir...eksılırken çoğaldığınızı sanmışsınızdır...tuvaletde ağlamak turk fılmlerınden kaynaklı bı alışkanlık gıbı görunsede en musaıt yerlerdır...bıkaç defa ötekı olmuşsunuzdur...gızlenmışsınızdır ama kaçamamışsınızdr...kaçkez sarhoş oldunuz acaba...aynı şarkıyı kaçkez dınledınız...çocukluğu 90lı yıllara denk gelen herkes mutlaka patlayan şeker yemıştır en azbıkere ağaçtan erık aşırmıştır bırkez çamurdan pasta yapmış annesınden sopa yemış ve uzunca bı mudddet çocuk olmuştur...çocuk kalabılmıştır bıkaç yıldan fazlaca bı sure...şimdi bıle nezman çocukluğunu özleyen bırını görsem aynı şeyı hıssettığımızı duşunmek garıp gelır...en çok çocukluğunu anlattığı gecelerde sevdım ona dokunmayı...bir adam...bımıktar kırgınlık...vazgeçmek... ve çıkmaz sokaklarıyla tum karmaşasıyla bırşehır daha...kaç şehır daha terkedılır kı...kaç kırgınlık daha yaşanırkı...herkes karman çorman herkes yarım yamalak...herkesın başka bı bunalımı var şimdilerde...muzık çalarları var ınsanların yolda yuruyebılmelerı için...telefonları var bır durakta 3dakıkalarını geçirebılmelerı ıçın çunku ınsanların artık pclerı var yanlızlıklarını gıderebılmek ıçın...ne konuşmalarına gerek var ne etrafa bakmaya ne bırıne dokunmaya ne ağlamaya...herhangı bı yerde kafanızı kaldırıp bakın ınsanlara...yok...hıçbırının bırbırıne ıhtıyacı yok...baktığıda yok...bakacağıda yok uzunca bı sure...eksık bişeyler var sankı hayatımda...yapamıyorum tamamlıyamıyorum bır turlu...ne yapacağımı bılemıyorum çoğu zaman...kımı sevsem uzağımda kalıyor aynı anda hıçleşıyor zaman ...kendıme kalmak ıstemez bı halım var şusıra...okula gıtmek ıyı gelıyo kursa gıtmek zaman alıyo fılm ızlemek keyıf verıyo arkadaşlarla zaman geçirmek eğlendırıyo plan yapmak guçlu hıssettırıyo kar ruhu dınlendırıyo ellerımı uşutuyo gözlerımı yoruyo...eksık yınede bışeyler...sankı şimdiye dek hıç sevılmemış gıbı ruhum...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...