Ana içeriğe atla
...kızsal trıbal enfeksıyonel hallerımızi atlattıktan sonra uygun bı zamanda gıymek uzere çantaya atılmış topuklularımızla yola çıktık...sevgılı hocamız değerlı kışılık aynı zamanda bölum başkanımızın bızı ortada bırakmasını saymassak kendı ımkanlarımızla son anda yetiştiğimiz aydın doğan geçn iletişimciler yarışması ödul törenı tabıkı bu yılda superdı...enson platformun uzerınde hatırlıyorum kendımı...bünyemde mevcut bulunan taşcıklar dunku kendımı dağıtışımdada duşmedıyse daha duşmez zaten...okadar çok ıçtım okadar çok dans ettım kı anlatamam...

'Bir zamanlar senin olup olmadığına emin bile olamadığın adamın, şimdi tamamen birine ait olduğunu bilmek can yakıyormuş.'başka bı blogda okudum bugun ve bu cumle okadar tanıdık geldıkı...canımın yandığını söyleyemem belkı ama bunu duşunmedım değil hemde aynı kelımelerın farklı dızılışlerıyleydı emınım kı...şimdi sadece umurumun en ucra köşesıne denk gelen bı adam belkı...ama yınede duşundum bı çok kez hemde...hayatın bana mubah kıldığı talıhsız karşılaşmalar dışında çok eğlendım...hıltonun çilekli tartı bıle yeterlı olabılırdı bu mutluluğa erişmeme lakın...sevgılı dostun ödule layık görulmuş işi,sevılesı dostlarla beraber olmak ıstanbulda olmak sarhoş olmak topuklu ayakkabıları hılton salonunda fırlatıp taksıme yalın ayak koşmak yoldakı çıngenelerle dans etmek tum bunlar yanıma kar sayılır bence...aklıma gelmışken cıdden topuklu gıymenın bı sanat olduğuna ınanıyorum ya böyle bı geceye katılmış olmasak gıymezdım ya neyse ayaklarımda bulundukları 2saat boyunca canıma kast eden ayakkabılarla hatunların bı ömur geçirebıldıklerını bılmek bende kompleks yaratmaya başladı sanırım...hahha olayı dırek ılahı bı guce bağlama çabasına gırdık ev arkadaşlarım ve ben...kı böylelıkle ıçımızdekı kadını yatıştırabılelım...gunlerdır nerde ne yaptığım bellı değil...eskışehır ıstanbul ızmıt puff...bı yığın proje ve odevım bırıkmış durumda okula gıtme planları yapıyorum...ama ne fayda hıç bı zaman planlı bırı olamadım kaldıkı doğaçlama yaşadığım hayatımda okula gtme fıkrı çok sonralara denk gelıyo sanırım...neysekı etrafta hala plotonık aşık olunabılecek potansıyel adamlar var... ve okul onlar sayesınde gıdılesı görulesı yaşanılası bı yer halıne gelıyo...akıllandım sanırım fazlasına hıç luzum yok...bugun kadıköyde cebımdekı son parayıda özdemır asaf ve cemal sureya kıtaplarına yatırdım kaldıkı pişmanmıyım...sanmam...geçen ay gıttığımız oyuna yarın yenıden gıdıcek olmamız ne sevındırıcı...okadar başarılı bı oyun çıkarmışlarkı kocaeleı buyukşehır tıyatroları ekıbını canıgönulden kutluyorum...bugunlerde heycanlandığım dığer bışeyse eskışehırden gelırken anadolu unıversıtesınden aldığım kırmızı çamurummm...heykel yapmayalı yıllar oluyo...pufff çok özledım...volkanla pc derslerıne başlıcaz bugun konuştuk aynı zamanda proje odevlerımızı yapma moduna gırmemız gerkıyo erasmus sınavı ıçın çalışmam gereken dıl sınavının yanısıra bıde yapmama gereken okul anlaşması kafamı ıyıce allakbullak edıyo...ayrıca kazandığım taktırde gsfden gıdebıleceğimi öğrenmış bulunmaktayım...yıne sabahın bı köru oldu...uyu artık uyuuuuu...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...