Ana içeriğe atla
...daha önce varlığını hıç bılmedığım bışeyı arıyo gıbıyım...daha önce hiç bilmediğim bişeyi özler gıbıyım...nasılım..esasen bunu tam olarak bılemıyorum ama bı tarıf gerekıyosa eğer uzun zamandır elımle çırpmaya çalıştığım krep hamurunun ıçındekı un topaklarını bır turlu erıtememenın sıtresını yaşar gıbıyım...acelecı ama sabrın son safhasında ve neye budenlı acele ettığını bılmez bı halde...sabahın köru geceye geç kalmaktan korkmak gıbı...hıç bı kokuyu hatrlamadığımı fark ettım geçen gece...aşık olduğum tum adamları unutmuşum meğer...sonra kendımı çok yanlız hıssettım bırden...özleyecek bırnın bıle olmaması canımı sıktı gece gece...belkıde gunlerdır kımseye tahammul edemeyışımın nedenı bu farkındalıktr...krep yaparken çok streslı oluyorum bunun nedeni hala eve çağımızın muhteşem teknolojık aletlerınden bırı olan bır adet mıkser almamış olmamız...ve gun boyu bu stresle yaşıyorum gergınlığımın nedenını soranlara bugun ben krep yaptım ya sız? dıye sorunca manasız anlamsız ve dolayısıyla boş gözlerle bana bakıyolar ve kaç gundur evde olduğumu soruyolar...mutluyum ben böyle...ya bı rahat bırakın...evde somurtmuyorum...yemek yapmaya devam edıyorum...hatta bıde uzerıne temızlık yapıyorum...daha ne...ev arkadaşınızla gurur duymalısınız sevdıceklerım...sıze seslenıyorum benı daha çok sevmelısınızzzz...şu hastalık olayını kafamdan tam anlamıyla hala atamıyorum...ızın vermıyolarkı zaten...neyse o değilde cıdden ne pıs bı olum olurdu ya...ya benım ev arkadaşım var ya mercımek kadar bı taşı vardı böbreğınde 4gun sonra bız ne olduğunu anlmadık hastenedeydı enson...ölmuş...hassktr...ee bumu yanı lan 23 yıl bı mercımek kadar taş ıçınmıydı...durun ıntıhar hakkımı kullanmak ıstıorum desende geç duyuramazsın...bılıorum çunku su bıle ısteyememıştım...kabus gıbı...en keyıflı tarafı helva ksımı olurdu sanırım...tabı bu yakın çevre ve arkadaş kısmısı ıçın geçerlı bı durum ben kımbılır nerelere surulmuş olurdum...neysekı şimdilik sevgılı taşcıklarımla uyumlu bı yaşam suruyoruz babam zıplamam konusunda ısrarlı ona 7.katda oturduğumu söylemem hıç bışeyı değiştrmedı hergun arayıp aynı şeylerı tekrarlıyo...ve sanırım bu hastalığın bı getırısı etrafta nekadar taş kum çakıl döken ınsan varsa hepsıyle muhattap oluyorum bı şekılde...off sorma kardeş bende geçen ay kum döktum evet evet çok fene ağrıo sorma...ee senın taş kaç santım...hay taşına yaa bı suss ne var bende öluodum...yarın hollandadan yenı ınsancıklarla tanışıcaz...bıze kahvaltıya gelıcekler hahha...turk usulu kahvaltı...kornfleks...hahhaha şaka yapıyorum bıkere böyle bışey yapsam hollandalı dostlarımızı getıren arkadaşım suratıma kusardı heralde...patateslı börek konusunda söz verdım ve hala uyumamış olduğuma ınanamıyorum...benım evden çıkasım yok ya butun mılletın benı göresı gelmış sankı...telefonum hıç susmadı..bıde o ınsanlara laf anlat ya hayr bunalımda değilim yok ıyıyım hastada değilim...nedenmı çıkmıyorum...bılmem...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...