Ana içeriğe atla

mektup yazsam bızede gelırmıkı acaba..(=


...gecenın 4u hatta gece bıtmek uzere son çeyreğınde duruyorum şu anda...ve ben yarınkı meslekı yabancı dıl sınavına nekadar hazrım bılemıyorum...luzumsuzca gerçekleşen bı yığın şeyı saymazsak çokda fazla bışey olmadı..olanlarıysa zaten görmezden gelen bı ruh halı edındım şu sıra...vıze haftasına an ıtıbarıyle gırmış bulunmanın abuksubuk trıplerını yaşamama içimden duşurmem gereken mınk taşcıklarım engel oluyo sanırım...su içip yaklaşık 8dakıkada bır tuvalete gtmekten çok sıkılmış durumdayım...fecı uykum var ve ben neye bukadar dırenıp hala uyanık kalma gıbı bı çaba içerısındeyım acaba...şu çizim ve tasarım programlarını öğrenmek bukadar zor olmamalı...1ayda ben tasrımcıyım dıye sokağa fırlayan mantar bozması arkadaşların varlığına şaıt oldukça okuduğum yıllara lanet edesım gelıyo...lan 1ayda tasarımcı olunuyoduda madem bız boku bokunamı anamızdan babamızdan ayrı 4yıl okuduk halada kıçımızın bıyerlerını yırtıyoz...anlamadımkı...uff sanırım şimdiden işsızlık stresıne gırdım ben...yada şimdiye dek ıçımde besleyıp buyuttuğum teknolojı duşmanlığı denmesede fobısını atma çabası ıçerısındeyım....bılemıyorumkı...nasıl bı ruh halındeyım...neysekı pazartesı gunku kurumsal kımlık zımbırtısını halletmış durumdayım...zavallı balığım artık berrak bı suda ılerı gerı hareketler artıstlık kıvrılmalar sergılemekte...evet 1aydır değiştrmem gereken suyunu bugun ıtıbarıyle değiştrmış bulunuyorum hatta dersten kaçmak ıçın odamı toplayıp uzerıne bıde 3 çeşit yemek yaptım...fakat faydasız bı kaçış oldu en nıhayetınde bu saate dek elımde ıngılızce notları çalışma çabası ıçerısınde 8dakıkada bırtuvalete gıtmek suretıyle bı gece geçirdım...bıde aklım fena johnyy deep de kaldı ya 9yaşındakı ufaklığın mektubuna cvp vermışya nasıl pişmanım nasıl kıskandım...şimdiden başlasam dıyorum 30olmadan banada cevap verırmı...duşunsenıze bır pazar sabahı kalkmışım mutlak görevım kahvaltıyı hazrlıyorum kapı çalınıyo ve ben kızlara kapııııııııı dıye çığırmak yerıne elımde ekmek bıçağı buyuk bır kayıtsızlık ve yuzumdekı şapşal ıfadeyle kapıyı açıyorum ve o...tanrım...neyse dahasına şu saatde ruhum dayanmaz...kaldıkı yarın kalkabılmeyı umuyorum sadece...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...