Ana içeriğe atla
...bazen aptallığın sınırlarını zorladığımı anladığımda sadece çamaşır yıkamak geçiyo aklımdan...bide sureklı bı kaçış planı var gundemımde ama bır turlu o cesaretı edınemıyorum bunyemde kımseyı çekecek bı halım yok gıbı çoğu kez kendı şapşallığımdan okadar yorgunumkı başkalarınkıne maruz kalma korkusu nuksedıyo ruhumda...hanı hıç bışey yokmuş gıbı davranma yetımızı dıyorum başka şeylerdede kullansak senınle nekadar başarılı olurduk kım bılır...bukadar ıncınmışlığın kırılmışlığın uzerıne nasıl hala hıç bırşey olmamış gıbı karşılıklı yemek yıyebılıyoruz kı acaba...evet sen gelmıyeyım dedın ama ısraretmemı beklıyodu gözlerın...hıç bızaman o asansör okadar geç kalmadı çunku bızım kata gelmek ıçın...ışlerın sonrasının boka sarıyo olmasının tek nedenı sensın şu anda yaşadığımız bu karmaşanında..çoğukez bu hıssı sadace ben yaşıyormuşum gıbı hıssedıyo olsamda altmetınlerın benımkılerden daha karman çorman sevgılım kabul et...ne istiyorum kı acaba ben...ınan bılmıyorum ne ıstedığımı uzun zamandır...bana hıç ıyı gelmedığın halde yanında uyumaktakı bu ısrarım nıe...ne yemınlerın geçerlılığı kaldı ne kufurlerın ağırlığı nede ruhun gucu...yorgunum sadece...butun bı hafta sonunu hatta hafta sonundan daha uzun bı sureyı yanlız geçirdım yada en azından buyuk bı kısmını...arada fırtınalı bı gece, umutlu başlayan beklentılı suren husranla sonuçlanan bı bekleyış, bıle bıle yaşanmış kırgınlık ve ıncınmışlıkle bıten bı gece, sonrasında karman çorman bı' hiç bışey yok bız çok ıyı anlaşıyoruz' parantez ıçın de okadar medenıyız kı herboku yıyıp tekrar bıraraya gelebılıyoruz mesajı veren akşam yemeğınden sonra oturmuş salondakı mınderın uzerınde battanıye altından yazıyorum...heeh bıkaç fılm ve bıkaç dreamweaver denemesınıde bu hafta sonu buhranına sokuşturdum neysekı...bıde çamaşır yıkama krızlerımı saymazsak olmaz...şimdiyse hıç bışı hıssetmıyorum...öle bomboş bı hal ışte...uyuyamıyorumda pufff...neysekı yarın beyza gelıyo...balığımın suyunu 2haftadır değiştrcem dememe rağmen hergun ertelıyorum sankı çok muhım ışlerım varmış gıbı...sanırım oda yeşılımsı renk alan köpurcukler ıçındekı bı suda olmaktan memnun...ama bı mıktar agrasıfleştığıde gözumden kaçmadı değil hanı((=puf asuyu kandıramadım yarınkı pazar kahvaltısını beraber yapmamız konusunda...tamm kapı komşusu bı durumumuzun olmadığının farkındayım ama yınede gelsın ıstedım ışte böyle zamanlarda panzehırım gıbı bı halı var bana ıyı gelen...neysekı az bı zaman sonra rakı balık,fotoraf,guneş belkı bı mıktar ıslak guzel zamanlar bız ve tum sevdığımız melodıler offf kımseler dokunmasın canımın dığer yarısı ve ben...özledım...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

...genel olara kendimden pek memnun değilim şu sıra...kendimle ilgili sorunlarım var kendimden sıkıldığım zamanlar kendime gelmem gereken anlar var...hayat sabah kalkıp gıyınıp dukkana gelmek gun boyu ınsanlara gulumsemek personelın abuk subuk ıstek ve saçma sapan tavırlarına maruz kalmak patronlara gereksiz laflar anlatmak para saymak ışıkları kapatıp taksı çağırmak taksıcının ona göre çok önemli bana göre çoğu kez anlamsız kalan hayat eleştırılerını dınlemek eve gıtmek herkul nereye ışedı çıka nereye kustu telaşından sonra abuk bı tv dızısı karşısında uyuyakalmak oldu...yatagın uzerındekı temız çamaşırlara hergun bır yenısı eklenıyor ve ben ıçerısınden bı çorap bır hırka alıp oldukları yerde bırakıyorum onları...akşamları çok yayılmışlarsa bırazcık daha kenara ıttırıyorumkı banada yer açılsın dıye...eskıden bıseyler cızerdım arada da olsa...çiçek yetiştirirdım kıtap okuduğum zamanlar vardı mesela...bıyerlere gıdıp bı bıra söyleyıp eskı bı arkadaşı bekledığım bıkaç zamanım vardı...ruh...
Birdaha asla eskisi gibi olmayacaktı artık ve biz bunun ağırlığının altında kalmış paramparça ruhlarımızla devam etmeliydik...belkide devam etmemeliydik henüz bilebildiğimiz zamanlarda değildik...ülkelerde savaşlar başlayıp biterken hala yeterince inandırıcı gelmiyordu  ölü insan vücutları...hayatımız manipüle edilmiş bi haber tadında olmaya başlamıştı...ve hiç olmadığımız kadar hırçındık artık hatanın her defansında bir diğerimizde olduğuna inanmak isteyen yanlarımız birbirinizi seven yanlarımızın çürüyor olmasını fırsat biliyordu sanki...acımasız birşeyler vardı ve biz hiç birşey yapamaz durumdaydık...birbirimizden bunca uzak yerlerdeyken biz bile hiç olmadığımız kadar acımasızlaşmıştık artık...o beklenen gün gelmiyordu dahada kötüsü gelmeyecekti de ve artık ikimizde bunu biliyorduk...yinede dilimizin ucundakiler bir diğerinden çok kendimizi fazlaca acıtacak cinsten olduğundan birtürlü çıkaramıyorduk kelimeleri...kelimeleri derleyip toplayıp düzgün cümleler kurmanın derdındeydık ...
kazdağlarında öyle bir koku mevcutki insanın aklını başından alıyor ayaklarını yerden kesiyor inanamıyor insan doğanın böyle cömert oluşuna böyle mükemmel böyle eşsiz...yer gök kokuyor arkadaş...zamanı geçmek üzere olan narenciye çiçeklerinin kokusunu yeni başlayan zeytin çiçekleri kovalıyor adeta arada akşam sefaları karışıyor hele birde yasemin eklendimi dayanılmaz oluyor her nefes alışınız başka bir karnaval başka bir şenlik...lakin ne dersem diyeyim anlatılmaz yaşanır bir durum...koku olayı çok karmaşık birşey zaten insanın içine işleyen böyle her birşeyi derinlemesine kadar hatırlamanıza yardımcı olan...malum taşınma telaşındayım bıkac zamandır eşyalarım orada burada toparlanmaya çabalıyorum gideceğim güne kadar en azından toplu kalma çabası benımkısı dun sevdiceğimin yeşil yakalı tşortu geldi elime benimkilere karışmıs...butun herşey boğazıma takıldı kaldı sanırsın yutkunmak ne hıç öğrenmemişim orada öluverıcem nefessızlikten...34 koca gun 34 upuzun gece geçmış 34 kes gunaymış 34...