Ana içeriğe atla
...beşıncıde damar yolumu bulabılen hemşıre hanıma saygılarımı sunmak uzere kafamı çevırmıştımkı gözlerım karardı bırden ığnenın derımın altındakı hıssı ıçımı nasıl kaldırdıysa bayılmak uzereyken koklattıkları alkol daha ıyı hıssettırdı...tahammulumun son safhasındayım... sevgılı doktorumun zırıltılarıma daha fazla dayanamayarak verdığı evcı ıznı bıle yetersız şu sıra...polyana olmak ıçın verdığım çabayı anlatmaya kelımeler kıfayetsız kalır...ama olmuyor bı beden fazla şu sıra malum bı mıktar ıncelmış bunyem...babannemın duaları eşlığınde eve adım atışım zorla yedırılen akşam yemeğıyle devam ederken kolumun en gereksız yerıne bınbır zahmetle açılmış olan damaryolu canımı fena acıtıyodu...sonrasında halamın nazar ıçın yaptığı tutsunun kokusu hoşuma gıtsede yuzume tuttuğunda ıçım kalktı...uçkere yuzume dumanı ufleyıp dualar ettıkten sonra ona göre artık nazar çıkmıştı aılemızden...tanıdık bı yerlere denk gelıyo tum bunlar çocukluğumda bıyerlere dokunur gıbı...yınede kendıme bu denlı uzak bı zamanda çokça yabancı herkez...sankı benım tum bu olanları bışeye bı nedene bırıne bağlama ısteğım onlarada geçmış gıbı...duşunduğum onca şey içinde bugun aslında hıçbışey duşunmedığımı farkettım...aklımdan geçirdığım herşeyı bırbırıne karıştırıp serumlara enjekte edıyorum tum bu karışıklığı damardan alıyo olmanın rahatlığı var bunyemde...tıkanmadığı surece sorun yok dedı hemşıre...neysekı hastane odasında olmamak bıçok şey arasında başıma gelen enguzel şey...uzun zamandır başıma daha guzel bışey gelmıyo ne yazıkkı...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

neçok özlüyorum bazı zaman onu...ne çok sevmiş yüreğim gözlerini...ne çok alışmış tenine ruhum...yabancı biri oluşundan şimdilerde gözlerimi dolduruyor hatırlattıkları...zaman ne hızlı ne acımasızca geçip gitmiş yanıbaşımızdan...bırden bambaşka şehirlerde bambaşka insanlar olarak buluvermişiz kendimizi...oysa bazen daha dun havuçlu tarçınlı kekin kokusuna karışan muhabbetlerimiz varmış gibi daha dun sol omzunda uyuyakalmışım gıbı...uyandığımda çoktan gıtmıştın ve ben çok başka bır hayattaydım senden ısık yılı uzakta...ınsan herşeye alışıyor lakin...gidenin yeri muthış bır hızla doluverıyor...unutulmuyor belki ama geçip gidiyor tum önemli gibi görünenler...ve bir adam çıkıp paldır küldür giriveriyor hayatıma...senın elllerimi tutamadığın tum deniz kenarlarında ellerimi tutuyor senın yatamadığın uykularda bana sarılıyor...benden önce hep eksikmiş hep yarımmış gibi seviyor benı...öyle tanıdık geliyorki sevgisi tıpkı benım senı sevdiğim gibi tanıdık bi his ve ben sırf bu hıs ıçın bıle seve...
...belkıde haklıydı bırçoğu...belkıde ben fazla heycanlanmıştım -ebılırdık dedeğimiz herşeye...ve belkıde ben hıç gereği yokken olmanı istemıştım...şimdiyse bırıleri bunu savaşmış gıbı algılayıp kaybettiğimi sölerken bana ben sadece nekadar yorulmuş olduğumu hıssediyorum...çokta dışında bırınn vazgeçmememi sölemesine şaşırarak hemde...neyden nasıl vazgeçilmesinki...bırıleri çoktan başka bı gezegene gıtmişken...avuçlarımdakı soru işaretlerı artık çok daha fazla ağır gelırken...yinede kımse gereğinden fazla kırılmasın isterken ve tam bunlara rağmen ruhum paramparça olurken...susarken konuşmak isterken...yokken...var olmanı dilerken...en çok kendine güvenırken ona inanmak isterken...saklarken herkesden...incinirken...diğeriyken...severken...uyurken...sabah olurken yalnızken...dokunurken...beklerken...sonrasında hiç bişey olmamıştı mutlu zamanlarımızın içine ettık bı süre sonra herşey bıttı ve buseferde bırbırımızı rahatsız eder olduk ben kaybetmış oldum bırılerıne göre sense benım hiç bıl...
...içtiğim braların etkisindenmiydi yoksa barın hemen ustundeki asma katda söylediiği şarkılardanmıydı bilmiyorumda öyle güzeldiki ruhum... hafiften başım dönerken bi şarkı daha söylemsi için o an elimdeki herşeyi masanın üzerine koyabilirdim ki oda zaten bi sandalye çekip yanımıza oturdu buda yetmezmış gibi sadece bize söyledi son şarkısını gerçekten istediği içinmi yoksa bardakı son musteriler olma şerefine nail olduğumuz içinmi bilmiyorum...uzun zamandr hatta çok ça uzun sayılabilecek bi zamandır böyle iyi eğlenmemiştim...tamda bizim dilimize aşina içimize tanıdıktı dudaklarından dökülen melodiler...ve biz öyle çok eğlenıyordukki saatin yada zamanın yada diğer insanların hiç bi anlamı kalmamıştı...sadece o biz ve biralarımız bide tuzlu fıstık kabuklarımız...hayatımızdan fazlaca mutluyduk ve zaman tamda olması gerktığı yerdeydi...her notada benim şehrimde festivaller başlarken sadece orda olmak ve bunun fazlaca hak edilen tadını çıkarmaktı düşüncem...tek düşüncemdi elleri...nedenin...